GAZİ ÖĞRETMEN ( 11 )
Gazi Öğretmen 1951 yılında ilkokula başlamış. O yıl sayın Adnan Menderes’in de başbakan olduğu yılmış…
Sayın Menderes 19’uncu hükümeti kurduktan sonra değişik seçimlere girmiş ve Gazi Öğretmen İlkokulu bitirinceye kadar 20’inci, 21’inci ve 22’inci hükümetleri de kurmuş…
İşte Gazi Öğretmen o dönemlerde İlk okuldaymış...
İlkokulda ders dışı zamanlarda okul ile yapılan çevre gezileri ve bu gezilerde öğretmeninin anlattıkları yaşantısına damgasını vuruyormuş…
Bu gezilerde aynı zamanda geçmiş tarihimizi öğrenme imkânı da olmuş…
Bunları da günü gününe günlüğüne yazıyormuş…
Şöyle ki:
Bozyazı’da bir softa kalesi var…Buraya düzenledikleri gezide öğretmeninin anlattıklarını hiç unutamıyormuş:
Bir zamanlar Anamur ve Bozyazı’yı korsanlar işgal etmiş…
Selçuklu sultanı Alâeddin Keykubat, Ertokuş Bey diye bir kumandanını büyük bir ordu ile bu korsanların üzerine göndermiş…
Gülnar üzerinden ordu Anamur ve Bozyazı’ ya doğru giderken Gülnar’da Şıh Ömer diye bir ermişle karşılaşmış…
Şıh Ömer 100’lerce öğrencisi olan bir Din adamı imiş…Gülnar’da koca orduya yemek vermiş…
Ertokuş Bey bundan çok hoşnut olmuş…Onu ve öğrencilerini de savaşmak üzere Anamur ve Bozyazı yöresine davet etmiş…
Şıh Ömer, Ertokuş Bey’e: “Siz gidin arkanızdan ben de size yetişirim…” demiş…
Ayrı bir yoldan Korsanların barındığı Anamur Kalesi civarına gelmiş…
Anamur’da Sivil Türk ve Müslüman halkı teşkilatlandırmış…
Bir gece vakti Camızların boynuzlarına yağlı bezler bağlayıp denizden, keçilerin boynuzlarına yine yağlı bezler bağlayıp bunları ateşle tutuşturarak Anamur kalesine doğru harekete geçirmiş…
Kendisi de kale kapısına dayanmış…Korsanların başı ile görüşmüş…Türk askerlerinin karadan ve denizden kaleyi kuşattığını söylemiş…
Kaçmaları için az bir zamanlarının kaldığını, kendisinin elçi olarak geldiğini, kalenin anahtarını kendisine teslim ederse kaçmalarına yardımcı olacağını söylemiş…
Kaleye doğru yaklaşan binlerce ateşi gören korsanlar kuşatıldıklarını, büyük bir ordunun üzerlerine doğru geldiklerini zannederek kalenin anahtarlarını Şıh Ömer’e teslim ederek kayıklarına binerek Kıbrıs adasına kaçmışlar…
Şıh Ömer de Bozyazı yakınlarındaki Softa Kalesinin bulunduğu yere kadar gelen orduyu karşılamış…
Ertokuş Bey’e Korsanların bulunduğu Anamur Kalesinin anahtarlarını teslim etmiş…
Ordu Softa Kalesinin bulunduğu yerde konaklamış ve yıllar yılı bu yörede kalarak Softa Kalesini yapmışlar…
Softa Kalesinin öyküsünü anlatan öğretmeni dinleyen bir Yörük ağasının o anda öğrencilere anlattıklarını da o gece günlüğüne kaydetmiş…
Bozyazı’da bir ada var…Meğer bu adada korsanlar yaşarmış…Softa Kalesinden bu adaya yeraltı tünelleri kazılarak ve denizin dibinden de geçen bir yol yapılmış…
Korsanlar adada sıkıştıkları zaman karaya, karada sıkıştıkları zaman bu tünel vasıtasıyla
Adaya sığınırlarmış…
Yörük ağasının bu anlattıkları Gazi Öğretmeni babasının anlattığı masal ülkelerine ulaştırmış…
İlkokul yıllarını süsleyen anılarından biri de şu anda eşi olan Fehmi amcasının kızı Habibe ile oynadıkları çocuk oyunlarıymış…
Gazi Öğretmenin eşi kendisinden 7 yaş küçükmüş…Habibe 4 yaşında iken, Gazi Öğretmen İlkokul 5 . Sınıfta 11 yaşında imiş...
Evleri yan yana birbirlerine çok yakınmış…Evlerinin önünde bir harmanları ve boş bir arazileri varmış…
İşte o harmanda ve boş arazide küçük Habibe’yi el arabasına bindirip harmanda dolaştırdığnı hiç unutamıyormuş...
Bir de kendilerine göre özel oyunlar düzenlerlermiş...
Enteresan olan şu ki bu oyunların ağırlık noktası evcilik oyunlarıymış...
Evlerinin yakınında bulunan Mahmut ağabeysinin evinin merdivenle çıkılan üstü çinko çatı katı çocukluklarında Habibe ile Gazi Öğretmenin özel oyun alanlarıymış...
Arayan onları orada bulurlarmış….
Babası tarafından yaptırılan Cami de buraya yakınmış…
Bir defasında Cami’den çıktığı zaman onları gören Habibe’nin babası Fehmi amcası gelip Habibe’yi kucağına alıp evlerine götürmüş, Gazi Öğretmen arkalarından baka kalmış...
Yemekten sonra Habibe yine gelmiş oyunlarına kaldıkları yerden devam etmişler…
Bu oyunlar yıllar yılı devam etmiş… Öyle ki yaş farkına rağmen nerdeyse çocuklukları birlikte geçmiş…
Gazi Öğretmen aradan geçen yıllar içinde gençlik dönemlerinde evleninceye kadar hep Habibe ile ilgilenmiş...
Bunun bir sebebi varmış;
Gazi Öğretmen 7 yaşlarında iken Habibe dünyaya gelmiş ve baba annesi Seyde ninesi: “-İşte Gazi'nin kısmeti geldi.” Demiş… Gazi Öğretmen de o çocukluk halinde bu sözü duyduktan sonra küçük Habibe’yi hep kendine mal etmiş, uygun görmüş...
Allah nasip etmiş ve sonra da kendisiyle evlenmiş...
Kendisinden Ahmet, Fehmi, Banu adlarında dünya tatlısı üç tane çocukları dünyaya gelmiş...
Eşi Habibe, oğulları Ahmet ile Fehmi, kızı Banu, Eniştesi Faruk, gelini Yasemin ve torunları Batuhan Nafi, Gazi Kuzey, Ahu Elif, Orkun ve Tolga ile mutlu bir yuvası varmış…
İlkokul yıllarını süsleyen bir diğer anısı da Mezuniyet gününde Bozyazı kasabasındaki şehir ve mahalle yürüyüşleri ve o gün törende okul adına okuduğu şiirmiş...
Tören alanında üstü açık bir kamyonun üzerine kurulan kürsü ’den Okullarını temsilen okuduğu şiiri ve arkadaşları, öğrenci velileri, tören için gelen vatandaşların alkışlarını hiç unutamıyormuş.
Gazi Öğretmen Sayın Adnan Menderes hükümeti döneminde 1957 yılında İlkokulu bitirmiş ve İmam Hatip Lisesinde okumak üzere Adana'ya gitmiş…
( devam edecek )