Torun sevgisi mutluluk kaynağı
Çocuklar günahsız olarak dünyaya gelirler. Daha sonra ailesi ve doğduğu ortam onu şekillendirip yönlendirir. Aile büyükleri ve yaşadıkları sosyal çevrenin kendilerine öğrettikleri değerleri benimseyerek onları kendilerine rol model edinirler. Çocukluk safhası insan hayatının bütün dönemlerini etkileyen ve kendisine değerler yüklenerek karakterinin oluştuğu önemli bir dönemdir. Bu hassas dönemde çocuklara değer yükleyen kaynakların başında ise aile büyükleri gelir. Yaşanan değişimlere paralel olarak çocukların aile dışı etkilere fazlasıyla maruz kaldığı günümüz dünyasında, ailenin yüklediği değerlerden uzaklaşan çocukların ve buna bağlı olarak da ailelerin maddi ve manevi açıdan ciddi problemlerle karşılaştıkları biliniyor.
MUTLULUK VERİCİ ANLAR
Babaanne, anneanne ve dedeler hem torunlarının yetişmesi konusunda hem de onlara sundukları koşulsuz ve sınırsız sevgiyle çocukların sağlıklı bir psikolojide yetişmeleri için önemli aktörlerden biri olurlar. Ayrıca büyükanne ve dedeler için de torunları kucaklarına almak, onları sevmek, gelişimlerini takip etmek, hediyeler almak, birlikte gezmeye çıkmak, çocuk parkına gitmek onlara da yaşam enerjisi verir.
PEYGAMBERİMİZ TORUNLARINA ÇOK DÜŞKÜNDÜ
Siyer ve hadis kitapları, Resûlullah aleyhissalâtu vesselâmın Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin radıyallahu anhümaya karşı gösterdiği ilgi ve sevgi ile doludur. Zaman olmuştur, yerde dört ayak olup sırtına bindirip eğlendirmiştir. Zaman olmuş, sırtüstü yatıp karnına oturtmuş, bu sırada üzerine akıtmalarına bile seyirci olmuş, mani olmak isteyenlere müdahale edip, “Oğlumun akıtmasını kestirmeyin!” diyerek engel olmuştur. Pek çok seferler birini bir omuzuna öbürünü diğer omuzuna alıp gezdirmiştir. Zaman olmuş, hutbe okurken tökezleyerek mescide giren torununu kaldırmak üzere kesip kucaklayarak minberin üzerine oturtmuş, hutbesine devam etmiştir. Onları her fırsatta alınlarından, yanaklarından, göbeklerinden öpmüştür. Onları öven, sevgisini ifade eden medhu senalarda bulunmuştur, dualar etmiştir. Onların dünyevî ve uhrevî halleriyle ilgili ihbarlarda bulunmuştur.
Kısacası kıyamete kadar insanlığa gerekli olan hidayeti sunmak, dünya ve ahiret saadetleri için muhtaç olacakları düsturları, esasları vazetmek gibi pek büyük işlerle meşgul olan Fahr-ı Alem Efendimiz'in hayatında iki küçük torununun tuttuğu yer, gördüğü ilgi, alışılmışın ve olması gerekenin çok ötesinde olmuştur.
ÖRNEK BİR DEDE ELİNDE BÜYÜDÜ
Hz. Peygamber, örnek bir dede olarak torunlarıyla çok yakından ilgilenmiş, onlara sevgi, anlayış ve sorumlulukla yaklaşmış, şefkatle muamele etmiştir. Onun münasebetlerindeki esas nokta sevgiyle ilgilenmektir. Böylece Rasûl-i Ekrem babalığının yanı sıra dedelik hususlarında da ümmetine güzel bir nümûne-i imtisal olmuştur. Bir dede olarak Hz. Peygamber en güzel rol model idi. Aynı şekilde onun dedesi de rol model olacak bir şahsiyetti. Çocukluğunun belli dönemini böyle bir dedenin gözetiminde geçiren Hz. Muhammed’in ondan etkilenmiş olduğu unutulmamalı.
SEVGİYLE BÜYÜTÜLDÜ
Peygamber Efendimiz'in dedesi Abdülmuttalib, vefatına kadar Hz. Muhammed’in üzerinden elini hiç çekmemiş; onu himaye etmiş ve onunla yakından ilgilenmiştir. İsminin konulmasından sünnet ettirilmesine, emzirecek sütannenin tespit edilip ona teslim edilmesine kadar bütün işleri, ilerlemiş yaşına rağmen bizzat takip etmiştir. Abdülmuttalib gibi sevgi, şefkat ve merhamet dolu bir dedenin gözetiminde ilk çocukluk dönemini geçirmiş olması Hz. Muhammed için büyük bir şans olmuştur. Hz. Peygamber’in örnek şahsiyetini inşa eden en önemli kaynak hiç kuşkusuz vahiydir ve bu durum onun örnek dedeliği için de geçerlidir. Bununla birlikte çocukluk dönemini kendisine karşı ilgili ve sevgi dolu bir dedenin terbiyesi altında geçirmesi, bir dede olarak Hz. Muhammed’in de torunlarına karşı benzer şekilde sevgi dolu yaklaşımına etki eden en büyük etkenlerden biri olarak kabul edilebilir.
KENDİSİ DE YAKINDAN İLGİLENDİ
Hz. Peygamber, torunlarının doğumundan itibaren onların bütün işlemleriyle yakından ilgilenmiş, bir dede olarak kendisi kadar hayat tecrübesi olmayan kızları ve damatlarına yol gösterip rehberlik etmiştir. Torunlarının İslam inancı üzere büyümelerini önemsemiş, bu konuda kızlarına ve damatlarına müdahalede bulunmaktan çekinmemiştir.
HUZURSUZLUKLARI AZALTIR
Çocuk sevmeyi yadırgayan ve çocuklar arasında cinsiyet ayrımının yaygın olduğu bir çevrede doğup büyümesine rağmen, çevresinin kınamalarına aldırış etmeden torunlarını kucağına almış, sevip okşamış, onlarla oyunlar oynamış ve bir anlamda çocukla çocuk olabilmeyi başarmıştır.
Torunları arasında cinsiyet ve ırka dayalı bir ayrım yapmadığı gibi anne-babaları açısından da onlara karşı farklı davranmamıştır. Çok sevdiği torunlarının gönüllerini hoş tutmakla birlikte onların bazı taleplerini uygun bulmayarak reddetmiş ve gereksiz şekilde şımartılmalarını uygun bulmamıştır.
Özellikle de ebeveynlerin çalışmak durumunda olduğu günümüzde, çocuklarla çokça zaman geçiren, çocuklara değer aktarımında önemli etkileri bulunan dedeler için bir dede olarak Hz. Peygamber’in rol model alınmasının günümüz dünyasında yaşanan çocuk problemleri ile aile içi huzursuzlukların azalmasına önemli katkılar sağlayacaktır.
İslam düşmanı Noel katliamcısı
İslam İşbirliği Gençlik Forumu'nun kuruluşunun 20. yılı İstanbul'da kutlandı
Üsküdar'ın ruhuna hançer soktular: Mimar Sinan Meydanına yılbaşı pazarı kuruldu