Esed'in 'İnsan mezbahası' olarak anılan Sednaya Hapishanesi'ne ait 'Sezar Dosyası' belgelerinde ne var?
Suriye'de 61 yıllık Baas rejiminin devrilmesi, rejimin işkence merkezi olarak bilinen cezaevlerini ve buralarda işkence sonucu öldürülen tutsakları gündeme taşıdı.
Fotoğraflarda yer alan cesetlerdeki yaralar, rejimin hapishanelerinde alıkonulanların ne tür işkencelerden geçtiğini gözler önüne seriyor.
"Sezar" kod adlı eski rejim askerinin çektiği fotoğraflar
Suriye Acil Durum Görev Gücü (SETF) İcra Direktörü Muaz Mustafa, rejimin hapishanelerindeki işkencelerin kapsamına, "Sezar" kod adlı eski rejim askerinin çektiği fotoğraflara ve bu fotoğrafların hukuki süreçlere etkilerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
İnsani yardım çalışmaları yaptıklarını da kaydeden Mustafa, daha önce rejim ordusunda görev yapan ve iç savaş boyunca askeri hastanelere getirilen cesetleri kayıt altına almakla sorumlu "Sezar" kod adlı askerin çektiği fotoğraflara ilişkin konuştu.
"Sezar ile Esed rejiminin devrildiği gün konuştum, ikimiz de ağladık"
Mustafa, Esed rejiminin çökmesiyle yeniden odak noktası haline gelen, rejim tarafından işkence ve insanlık dışı yöntemlerle öldürülen binlerce kişinin fotoğraflarını çeken "Sezar"ı bizzat tanıdığını söyledi.
Mustafa, "Bir noktada Sezar yüzünü dünyaya gösterecek ve herkes bu kahramanı tanıyacak" dedi.
SETF, Sezar fotoğraflarını koruma ve saklama görevini yürütüyor
Mustafa, icra direktörü olduğu SETF'nin, rejimin savaş suçlarını gözler önüne seren Sezar fotoğraflarını "koruma ve saklama" görevini yürüttüğünü ifade etti.
Başlığında "Sezar" kod adının yer aldığı, Suriye'de Esed rejimi ve destekçisi Rusya ile İran'ın faaliyetlerine yardım sağlayan kişi ve kuruluşlara ilave yaptırımlar uygulanmasını öngören yasa, ABD Kongresinde Aralık 2019'da kabul edilmiş, 17 Haziran 2020'de yürürlüğe girmişti.
"Sezar'ın fotoğrafları, Sednaya'da olanlara ışık tutuyor"
Mustafa, Sednaya Hapishanesi'ndeki durumun korkunç olduğunun altını çizerek, "yer altındaki hücrelerin diğerlerine göre çoğunlukta olduğunu" dile getirdi.
"Çok öfke vardı ama hiç eylem yoktu"
Mustafa, Sezar'ın fotoğraflarının uluslararası toplumdaki yansımalarına da değinerek "Çok öfke vardı ama hiç eylem yoktu. Uluslararası toplum kendini utandırdı ve bu eylemsizlikten kaynaklanan utancı ömür boyu duyacak" dedi.
Mustafa, "Uluslararası kuruluşlar da hiçbir şey yapmadı. Uluslararası Ceza Mahkemesi (ICC), tutuklama kararı bile çıkarmadı ya da bir dava bile açmadı. Ama şimdi Allah'ın izniyle, Şam'da bir mahkeme kuracağız ve bu tutsaklarla ilgili emir veren, işkence yapan, Beşşar Esed dahil, bu savaş suçlularını sorumlu tutacağız" dedi.
Esed rejiminin işkence merkezi Sednaya
Uluslararası kuruluşların yayımladığı raporlara göre, Şam'a 30 kilometre uzaklıkta bulunan ve çöken rejimin Savunma Bakanlığına bağlı Sednaya Askeri Hapishanesi'nin Mart 2011'deki olayların ardından rejim karşıtı barışçıl göstericilerin tutulduğu bir üsse dönüştüğü belirtiliyor.
Rejimin, Sednaya'da alıkoyduklarını kasıtlı şekilde insanlık dışı koşullarda tuttuğunu aktaran raporlar, tutsaklara defalarca işkence yapıldığını ve sistematik olarak onları yiyecek, su, ilaç ve tıbbi bakımdan mahrum bıraktığını gösteriyor.
"Sezar fotoğrafları"
Suriye rejim ordusunda görev yapan ve iç savaş boyunca askeri hastanelere getirilen cesetleri kayıt altına almakla sorumlu "Sezar" kod adlı askerin çektiği fotoğrafların, rejim tarafından işkence ve insanlık dışı yöntemlerle öldürüldüğü belirlenen, yaşları 20 ile 40 arasında değişen yaklaşık 11 bin kişiye ait olduğu düşünülüyor.
"Sezar" kod adlı askerin çektiği 55 bin kadar fotoğraf, 2014'te ilk kez yayımlanmıştı. Söz konusu fotoğraflar, Esed rejiminin sistematik işkence yaparak ve aç bırakarak öldürmek dahil işlediği savaş suçlarının delili olarak büyük yankı uyandırmıştı.
Rejimin en karanlık yüzü: Sednaya
Suriye’de yedi yılda 30 bin mahkum öldürüldü: İşkence ve infaz merkezi Sednaya Hapishanesi