15 Temmuz Darbeleri…
Türkiye’de 15 Temmuz 2016 darbe girişiminin üzerinden sekiz yıl, Kıbrıs’ta ise 15 Temmuz 1974 darbesinin üzerinden 50 yıl geçti…
FETÖ terör örgütü 15 Temmuz 2016 tarihinde son derece sinsi ve dış güçler tarafından desteklenerek idare edilen bir darbe girişimiyle Türkiye Cumhuriyeti’ni içten karıştırmak suretiyle milli iradeye darbe vurmak istemiştir.
Sekiz yıl önce halk iradesine bağlı parlamenter sistemi kesintiye uğratmak için yapılan darbe teşebbüsünü televizyon ekranlarından hep birlikte büyük bir kızgınlık ve şaşkınlık içerisinde film izler gibi an be an izlemiştik…
Cumhurbaşkanlığı, Türkiye Büyük Millet Meclisi, Genel Kurmay Başkanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü, Millî İstihbarat Teşkilâtı, Özel Kuvvetler Komutanlığı ve TÜRKSAT gibi ülkenin birbirinden mahrem ve stratejik yerleri birbiri ardına bombalanmıştır.
15 Temmuz darbe gecesinde yaşananlar konun uzmanlarına göre sadece mevcut hükümeti devirmek ve yönetimi ele geçirmek için değil, aynı zamanda ülkeyi bölüp parçalayarak kaos ortamına sürüklemek üzere planlanmıştır…
Fethullahçı (FETÖ) terör örgütünün 15 Temmuz darbe girişimi, halkın ve güvenlik güçlerinin zamanında kararlı duruşu ve mücadelesi neticesinde amacına ulaşamadan engellenmiştir.
FETÖ’nün Türkiye’de kamu kurum ve kuruluşlarından silahlı kuvvetlere, yargıdan yükseköğretime, akademisyenlerden sağlık çalışanlarına, iş dünyasından medyaya, spor dünyasından STK/Vakıflara kadar her yere sızarak örgütlendiği görülmüştür.
15 Temmuz darbe girişimi Türk Devleti ve Halkının dünyada eşi benzeri görülmemiş cesaretiyle püskürtülmüştür.
Darbe teşebbüsünün meydana geldiği 15 Temmuz gecesi Türk Halkı, cesaretle birlik, beraberlik ve dayanışma içerisinde darbecilere karşı cumhuriyeti, demokrasiyi ve tüm kazanımlarını canı pahasına sahip çıkarak korumuştur.
FETÖ terör örgütü, Fethullah Gülen idaresinde 40 yılı aşkın süre zarfında uyguladığı çeşitli yöntemlerle hem halkın güvenini kazanmış hem de ele geçirdiği siyasiler ve bürokratlar aracılığı ile devletin en hassas noktalarına kadar sızmıştır.
FETÖ terör örgütü söz konusu hamlelerini yıllar içerisinde hiç şüphe uyandırmadan yapmış, kendilerinden ve icraatlarından şüphe duyanları da kurdukları çeşitli tuzak ve kumpaslarla etkisiz hale getirmişlerdir.
Dini bir hareket görüntüsü ile yola çıkan Fetö mensupları zamanla eğitim, basın, medya, ekonomi, finans, sağlık gibi alanlara girmiş. Yurtiçi ve yurtdışında okullar açmıştır.
FETÖ terör örgütü 15 Temmuz gecesi eğer başarılı olsaydı Kıbrıs’taki Türk askerlerinin de Mersin’e çekileceği yönünde haberler yayılmıştı. Hatırlanacağı üzere Güney Kıbrıs’tan yapılan çeşitli açıklamalarda da; eğer darbe başarılı olsaydı biz de bayrağımızı Girne’de semalarına çekecektik denmiştir.
Türk Halkı, darbecilere karşı yürüttüğü destansı direnişle dosta ve düşmana Türkiye’nin asla esir edilemeyip diz çöktürülemeyeceğini göstermiştir.
***
21 Aralık 1963 sonrasındaki süreçte Kıbrıs Türklerinin yönetimden uzaklaştırılması üzerine Kıbrıs’ta Rumlar arasında görüş ayrılıkları belirmeye başlamıştır.
Bu süreçte Yunanistan’dan 20 bin subay ve asker Kıbrıs'a gizlice gönderilmiştir. 1967'de Yunanistan'da yönetimi askeri darbeyle ele geçiren Albaylar Cuntası, Enosis'e ulaşmak için Kıbrıs’ta Boğaziçi ve Geçitkale köylerine karşı saldırılar düzenlenmiştir. Bu saldırılara Yunan askeri birlikleri de katılmıştır.
EOKA'cılar arasında ortaya çıkan görüş ayrılıkları, Türkleri ekonomik yoldan yok etmeyi hedefleyen Makarios ile süratle sonuç alınmasını arzulayan cuntacıları içeren EOKA-B'cilerin karşı karşıya gelmelerine neden olmuştur. 15 Temmuz 1974 tarihinde Yunan Cuntasının desteğiyle EOKA lideri Nikos Sampson, adayı Yunanistan'a bağlamak amacıyla Makarios'a karşı bir darbe gerçekleştirerek iktidarı kısa süreyle ele geçirmiştir.
15 Temmuz 1974 tarihinde Yunanistan’daki cunta ve EOKA iş birlikçileri dönemin Rum Cumhurbaşkanı Başpiskopos Makarios’a karşı darbe düzenlemişlerdir. ENOSİS hedefli ile düzenlenen darbe neticesinde kısa süreliğine de olsa Kıbrıs’ta Helen Cumhuriyeti ilan edilmiştir.
Kıbrıs'ın egemenliğine ve toprak bütünlüğüne kasteden bu hareket karşısında Türkiye, 1960 Garanti Antlaşması çerçevesinde, önce İngiltere'ye ortak müdahale teklifinde bulunmuş. İngiltere'nin geri durması üzerine, uluslararası antlaşmalardan doğan haklarını kullanarak 20 Temmuz 1974 sabahı gerçekleştirdiği Barış Harekâtı’yla Kıbrıs’ın Yunanistan’a bağlanmasını önlerken, tüm Ada’ya barış̧ ve huzurun getirilmesini sağlamıştır.
20 Temmuz 1974 Barış Harekatı ile Kıbrıs'ın Yunanistan'a ilhakı önlenmiş. Kıbrıs’ta Türk ve Rum tarafında barış ve huzurun tesisi sağlanmış. Kıbrıs Türk Halkının varlığı da güvence altına alınmıştır. Barış Harekatı aynı zamanda Yunanistan'da Cunta idaresinin de sona ermesine neden olarak Yunanistan’da demokrasinin geri gelmesini sağlamıştır.