ru24.pro
World News in Turkish
Июль
2024

Her imtihan Yaratıcı'ya her imkan şükre ulaştırır

0

Başarılı bir oyunculuk kariyerini yürütürken, günümüzde çok da alıcısı olmayan şiir kitabı yazdınız. “Yazmasam yaşayamam” diyen şair ve yazarlar gibi bir dürtüyle mi yazdınız şiirleri?

Benimki sadece duygu paylaşımı diyelim. Bir edebiyatçı değilim, kendi yaşanmışlıklarımı, deneyimlerimi, hayata dair tespitlerimi şiirler ve aforizmalarla paylaştım. Bir anlamda yaşam arşivimin duygu dünyasını insanlara açtım diyebiliriz.

KAPADOKYA’NIN HEDİYESİ

Kitaptaki şiirler Kapadokya’daki dizi çekimleri sürecinde mi yazıldı? Çıkış hikâyesinden bahsedebilir misiniz?

Kapadokya her zaman bendeniz için büyülü, farklı ve dünya üstü bir yer oldu. 22 yıldır da bu duygum hiç değişmedi. Yıllar içinde üç tane tv dizisi çektim. Bu sefer oranın bana bir hediyesi oldu bu kitap. Tüm şiirler ve sözler beş ayda yazıldı. Tabii ki size bahşedilen bir ilhamla. Hikayesi ise şöyle oldu, her gece İnstagram storylere beni duygusal anlamda etkileyen şarkılar, müzikler eşliğinde bir fotoğrafımın üzerine yazdığım sözlerle başladı. Sonra o aforizmalara şiirler de eklendi. Ve bütün bu süreç ‘YARIM’ı oluşturdu. Şimdi okuyucusuyla buluşma yolculuğunda, dilerim insanların gönlünde bir yeri olur.

Daha önce de şiir yazıyor muydunuz? Hikaye gibi başka edebi alanlara da ilginiz var mı?

18 yaşında yazmaya başladım. İlk şiir kitabım 2007 yılında 14 Şubat gününe özel AŞKIM’A ismi ile çıktı. O da bunun gibi farklı bir tasarımdı. Türkiye’nin en iyi fotoğraf sanatçıları, kendileri için aşkı ifade eden fotoğraflarını verdiler. Kitabın gelirinin yarısı da Türk Kalp Vakfı’na bağışlanmıştı. Kendi mesleğimle ilgili özellikle senaryo noktasında hikaye kurgulayabilmek, karakterleri derinleştirebilmek gibi bir yeteneğim var. Senarist dostum sevgili Hilal Çelenk ile birkaç hikaye çalışmamız oldu. Sevdiğim, ilgi duyduğum bir alan, devam edecektir.


YALNIZLARIN DEĞİŞMEZ LİMANI

Şiir sizin için ne ifade ediyor peki? Hangi şairleri takip ediyorsunuz?

Kişisel olarak duygu paylaşımını hep severim, şiir sanırım biraz romantik, derin, ıssız ve yalnızların değişmez limanı. Yıllar içinde okuduğum ve duygu denizlerinde yüzmekten keyif aldığım şairler; Atilla İlhan, Sezai Karakoç, Cemil Meriç, Küçük İskender, Cemal Süreya ve tabii ki Hz.Mevlâna rubaileri.

“Tasavvuf kendimi keşfetme yolculuğum” diyorsunuz. Şiirde de bu keşif devam etti mi? Kitaptaki aşk şiirleri sonsuz aşka da uzanıyor mu?

O yol ve yolculuk insanın yaşam felsefesi, varlığının önemli bir parçası ve değeri ise ilahi aşk olmaz mı? Kanaatimce hem dünyevi hem uhrevi zaten varış noktamız orası. Genel algı olarak kadın erkek üzerinden ilerleyen aşk olgusu aslında yaratılan her şeyin özünde vardır. Önce o duyguyla deneyimler, yanar, farkındalık noktanız gelişirse öğrenirsiniz. Sayın İbrahim Kalın’ın çok güzel bir sözü var: “Her imtihan bir imkan, her imkan bir imtihandır.” Yaşanılan her imtihan sizi Yaratıcı'ya, yaşanılan her imkan da şükre ulaştırır.

ACI EN İYİ ÖĞRETMEN

“Aşk ağlatır dert söyletir” diye bir atasözümüz var, bilirsiniz. Siz acıdan mı hayattan mı besleniyorsunuz?

Acı en iyi hayat öğretmenidir. Hayatı zahiri ve batını ile doğru okumak, kendi varoluşunu, yeteneklerini keşfetmek istiyor ve hakikat yolunu merak ediyorsanız imtihanlar tabii ki olacaktır.

Hz. Mevlâna’nın anlamlı bir sözü geldi aklıma “Aşk, davaya benzer, cefa çekmek de şahide. Şahidin yoksa davayı kazanamazsın ki!”