ru24.pro
World News in Turkish
Май
2024

10’ların İzleriyle Türkiye - 99 -

0
10’ların İzleriyle Türkiye - 99 -

Dünden Devam...

AP'nin günü kurtarmaya yönelik popülist politikalarına parti içinden muhalefet geldi. Bazı senatörler, ülkedeki siyasi ve ekonomik karışıklığın bir an önce sona ermesini istiyordu. Demirel, bu senatörleri partiden ihraç etti. Bunun üzerine AP'den istifalar oldu. Ülkede bu siyasi gelişmelerin yanı sıra ekonomide de sıkıntılar vardı. İhracat ve işçi dövizleri girişi TL'nin aşırı değerli olmasından dolayı gerçekleşemiyordu.

Ülkede kısa süreli bir hafif ekonomik kriz oluştu.

Bunun üzerine hükümet TL'yi % 66 oranında devalüe etti. 1 Dolar: 15 Lira oldu. Hükümet IMF ile ilişkiye geçti ve IMF politikalarını uyguladı. Bu politikaların uygulanması ve 5 yılın sonunda gerçekleşen tek hedef, % 72lik büyüme oldu. Ancak IMF'li politikaların ardından 12 Mart 1971'de askeri müdahale oldu. Ekonomi yönetimi, 'Dünya Bankasından' gelen; Dr. Atilla Karaosmanoğlu ve Turgut Özal'ın eline geçti. 1969 – 1981 yılları arasında, siyasi nedenlerin de etkisiyle günü kurtarmaya yönelik politikalar uygulandı.

1974 Krizi – Birinci Petrol Krizi:

14 Ekim 1973'de yapılan genel seçimlerde; en yüksek oyu CHP, MSP ve AP almıştı. CHP'de İsmet İnönü'yü devirerek, Genel Başkan olan Bülent Ecevit; MSP (Milli Selamet Partisi) Genel Başkanı Necmettin Erbakan ile ortaklık hükümeti kurdu ve 26 Ocak 1974'te Başbakan oldu. Bülent Ecevit, Başbakan olduğunda dünyada Arap- İsrail savaşları başlamıştı. Kıbrıs'ta ve Yunanistan'da faşist bir yönetim vardı ve adadaki Rum'lar, Yunanistan'ın da desteğini alarak, Kıbrıs Türk Halkına zulüm ediyor ve soykırım yapıyorlardı. (Bkz. Tarihten Gelen Çığlık – Atilla Çilingir)

Bu nedenle Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Ecevit döneminde Kıbrıs adasına birincisi 20 Temmuz 1974'de, ikincisi ise 16 Ağustos 1974'de olmak üzere iki harekât icra etti ve adada K.K.T.C devleti kuruldu. Ancak Türkiye'nin uluslararası anlaşmaların kendisine vermiş olduğu yasal garantörlük hakkını kullanmasıyla yapmış olduğu bu müdahalesi sonrasında, adanın Türkiye'nin kontrolünde kalmasını hiçbir zaman kabul etmeyen A.B.D ve Avrupa'nın şımarık çocuğu Yunanistan'ın daima yanında olan diğer Avrupa ülkeleri; Türkiye'ye ekonomik ambargo uyguladılar.

1974'te petrol fiyatlarının patlayarak 4 katına çıkması Türkiye'nin ekonomisini oldukça olumsuz etkilemiştir. Aynı yıl Kıbrıs Harekâtı ile birlikte batılı ülkelerin ambargosunun başlaması, bu olumsuzluğu bir kat daha arttırmıştır. Bütün dünya petrol tasarrufuna yönelirken, Türkiye petrole sübvansiyon (tüketiciyi korumak adına devletin petrol satış fiyatlarını düşük tutması…) vererek tüketimi patlatmıştır.    

Böylece ülkemizin dış ticaret açığı 769 milyon dolardan, 2,3 milyar dolara fırlamıştır. Bu olumsuz faktörler nedeniyle turizm gelirlerimiz azalmış, ülkemizin bütçe açığı rekor büyüme ile 303 milyon dolar olmuş ve Türkiye ekonomik krize girmiştir. Yaşanan bu olumsuzluklar sonucunda Ecevit'in başkanlığındaki bu koalisyon hükümeti, bir döviz dar boğazına girmiş ve bu dar boğazı aşabilmek için yurt dışından yüksek faizli dış borçlar alındı ve hatta bu borçların alınması teşvik edildi.

1974'den 1978 yılına kadar ülkemizi yöneten koalisyon ve azınlık hükümetleri, siyasal ve ekonomik anlamda, hep günü kurtarmaya yönelik önlemler almışlardır.

1 Mayıs 1977 İşçi Bayramında Taksim'de Yaşanan Kanlı Olaylar:

İlk kez 1856'da Avustralya'nın Melbourne kentinde taş ve inşaat işçilerinin sekiz saatlik iş günü için Melbourne Üniversitesinden – Parlamento Evine kadar bir yürüyüş düzenleyerek, hak talebinde bulunmuşlardır.

1886 yılında da, Amerika İşçi Sendikaları Konfederasyonu önderliğindeki işçiler, günde 12 saat, haftada 6 gün çalışma yerine; günde 8 saatlik çalışma talebiyle iş bırakma eylemi yapmışlardır. Bu tarihte Şikago'da yapılan gösterilere 500.000 kişi katılmıştır. 1 Mayıs işçi bayramı, ülkemizde ilk kez 1923 yılında kutlanmış, 22 Nisan 2009 tarihinde de, T.B.M.M' de kabul edilen bir yasa ile 1 Mayıs İşçi Bayramı olarak kabul edilerek, o gün resmi tatil ilan edilmiştir.

Devam Edecek...