ru24.pro
World News in Turkish
Февраль
2024

ON'LARIN İZLERİYLE TÜRKİYE (1)

0
ON'LARIN İZLERİYLE TÜRKİYE (1)

BAŞLARKEN

 

"Gecenin zifirine renk veriyor çakan şimşeklerin ışıltısı! Bestesi sağanak yağmurun sesi; güftesi ise yılların ardında kalan tüm yaşanmışlıklar… Haykırmak istiyorum içimdeki inancın ve benliğimi saran o sonsuz sevgimin gücü ile:

'Canımın canı, hayatımın yol arkadaşı; seni çok sevdim, sen benim yüreğimde açan ilk ve son 'Gonca Gülümsün'. İlk gördüğüm günden, son nefesimi vereceğim 'o güne' kadar, ömrümün sureti sen olacaksın güzel gözlüm.' 

'Doğuşumdan bu güne vatanım diye bellediğim, 'Ay Yıldızlı' gölgesinde yaşadığım 'Al Bayrağımın' sarıp sarmaladığı, atalarımızdan bize emanet olan bu 'Gazi Topraklar'… Dağlar, taşlar ovalar, kurtlar, kuşlar; şırıl, şırıl özgürce akan sular, aydınlığın ve hürriyetin sevdalısı can dostlar:

Varsın olmasın ne sarayım, ne hanım! Varsın olmasın ne katım, ne de yatım! 'Yüce Türk Ulusunun' bir ferdi olmanın gururu ile özgürce soluduğum bir nefes ve lezzetine doyum olmayan bir lokma ekmek bana yeter.

Eksik olmasın minarelerinden ne ezan, ne de göğsümüzdeki iman. Canım feda ay yıldızlı sancağıma, şehitlerimizin kanıyla sulanmış, her karış toprağına bu aziz vatanın, geleceği hür ve aydınlık olsun güzel ülkemin… "

Zamanı anılar yaşatır, anıları ise duygular… Anılarda kalsa bile silinemez gerçekler ve zaman tünelinde yaşananlar!

Geçmişin sayfalarına yeniden bakmak kolay mı? Bir ömür, o sayfalara sığar mı? Yaşananlar, yaşanamayanlar, sevmeler, sevilmeler, acılar, sevinçler…

Kısacası bizleri biz yapan; doğuşumuzdan, son nefesimize kadar kurduğumuz hayaller ve yaşadığımız gerçekler…

Hayatın çevrilen her sayfası; yaşam karelerimizle şekillenir, renklenir. Ya da çevrilen her sayfa, solan yılların ardında kalan umutlara yeniden can verir…

Ömür dediğimiz şey nedir ki?

Göz açıp kapayıncaya kadar geçen! Sevinçleriyle, başarılarıyla, mutlulukları, başarısızlıkları, hüzünleri, kahkahaları, hıçkırıkları ile akıp giden yıllar…  Ve göz pınarlarımızdan akan her damlada saklı kalan onca anılar!

Yıllar, yıllar, yıllar…

Kimi zaman, hırçın dalgalar gibi bizi, bizden alıp ıssız sahillere vuran!

Kimi zaman, zifir gecelerin karanlığında kaybolan tüm geçmişimizi, hiç ummadığımız bir anda yüzümüze tokat gibi çarpan. Kimi zaman, güneşin doğuşuyla birlikte bizi yeniden umutlara taşıyan… Bazen de umutsuzluk girdapları içerisinde, bizi kayıplara sokan o uzun, upuzun yıllar. Ya da mutluluğun peşinde koşarken, mutsuzluğun hüznü ile bizi hıçkırıklara boğan; ömür dediğimiz bilinmezlikte uçup giden o zamanlar!

Bu kitap, bir ömrün sayfalarıyla anlatacak her şeyi. Hayatın içindeki tüm lezzetleri; sevinçlerini, hüzünlerini, sevgilerini, sevgisizliklerini…

Bu belki de son bir bakış olacak geride kalan onca yaşananlara; ömür dediğimiz hayatın tüm sayfalarına… Ve o son bakışın içerisinde; 65 yıllık ömrümün bana hayatta öğrettikleri olacak, aslında hepimizin yaşadığı, kimimizin görmezden geldiği, kimimizin ıskaladığı ama her yaşam karemizde bizimle olan ve bizi biz yapan gerçekleri anlatmaya çalışacağım bu kitabımda.

Yaşadıklarımla, gözlemlerimle, belgeleriyle ama daima gerçeklerle…

Doğasıyla, insan manzaralarıyla, ilmiyle, irfanıyla, ülkemizde yaşanan tüm olaylarıyla…

Bu bir bakış, bir anlatım, bir hissediş…

Ömür denilen şeyin ilk hecesinden, son hecesine kadar bir sesleniş!

Her insanın bir kaderi vardır, doğuşundan ölümüne kadar, birçok olayı barındırır! Kimimiz acıları, kimimiz sevinçleri, kimimiz hüzünleri yaşarız o kader yıllarında…

Doğanın değişmez yapısına benzer aslında insanoğlu!

Bazen kış gecelerinin soğuk görüntüsüne benzer, donuk bakışlı gözleriyle! Bazen de coşkun suların çağıldaması gibi akan gözyaşları ile hüznü, ya da sevinci anlatır!

Öyle anları yaşar ki, beynin ve bedenin! Kızgın güneşin yakıcılığını hissedersin bir anda tüm kalbini dolduran güzel duygularla…

Ya da, o an ölesin gelir! Acıların paramparça ettiği kalbin, sanki olduğu yerden sökülürcesine, çekilir!

İşte hayatımızı çevreleyen kader çemberinin içinde kalanlar, kısacası bunlardır. Ve her insan bu kader çemberini aslında kendisi yaratır! Kimi doğrularla, kimi yanlışlarla ve uç, uca eklenen onca olayla! Eklene, eklene uzayıp giden yıllar! Ta ki, çemberi oluşturan o son noktanın konulduğu ana kadar!

Çember oluşur, hayat biter!

(Devam edecek)