SUAT GÜN’E FİLİSTİN-İSRAİL SAVAŞI İLE ALÂKALI RÖPORTAJ SORULARI
5-ABD, İngiltere, Almanya ve Rusya ile ‘süper güç’ olarak anılan ülkelerin duruma müdâhil olmaları ihtimali var mı? Varsa, hangi şartlar altında? (Meselâ İran’ın İsrail’i bombalaması, Türkiye’nin Filistin’e silâh ve asker sevk etmesi gibi…)
Amerika, İngiltere, Almanya gibi ülkeler İsrail'in yanında hareket etmiştir. Bu ülkelerin hiçbir zaman Filistinlilerin ve Müslüman dünyanın yanında hareket etmesi beklenmemelidir. Amerika'da ve Batı Avrupa'da seçimle iş başına gelen bütün liderler hemen hemen tamamı İsrail lobisinin küresel sermayenin kontrolünden geçtikten sonra bu makamlara gelmektedir. Yıldızını parlatmak istedikleri siyasetçileri, ellerindeki muazzam medya gücü ile parlatıyorlar, itibardan, iktidardan düşürmek istediklerini, istedikleri zaman eleştirerek, suç dökümleri ortaya çıkararak, aşağıya indiriyorlar. Lewinsky skandalı, Wikileks Belgeleri bunun açık delilidir.
Epstein skandalı, ortaya saçılınca birçok Amerikan başkanı devlet adamı üst seviyedeki yöneticilerin Avrupa'daki yöneticilerin birçoğunun İsrail lobisi tarafından (Mossad) çocukları ve küçükleri hedef alan fuhuş tuzağına düşürdükleri görülmektedir.
Mesela Rusya'da Devlet Başkanı Putin Rus milliyetçiliğinin merkezi olarak söylense de aslen Yahudi asıllıdır. Savaştığı Ukrayna'nın başındaki lider Zelenski de Yahudi’dir.
Rusya, Suriye ile askeri İşbirliği ve güvenlik anlaşması imzalamıştır. Bu antlaşmaya göre Rusya Suriye hava sahasını koruyacaktır, hiçbir devletin izinsiz girmesine müsaade etmeyecektir. Bu anlaşma yalnız ve yalnız Türkiye'ye karşı işlemektedir. İsrail istediği zaman Suriye hava sahasına girmekte kendi ifadelerine göre İran hedeflerini bombalamakta veya kendince tehdit gördüğü Suriye hedeflerini vurmaktadır. Rusya bu duruma hiçbir müdahalede bulunmamaktadır. İsrail'e karşı neden böyle yaptığını da hiç kimseye izah etmemektedir. Yani Suriye Hava Sahası Türkiye'ye karşı kapalıdır İsrail'e karşı sonuna kadar açıktır. Sizce burada gizli bir şey yok mudur?
İran'ın 7 Ekim'de savaş başladıktan beri İsrail’le çatışmaya girmekten kaçınacağı ortaya çıkmıştır. İran'ı durdurmak için Belücistan ve Güney Azerbaycan sorunlarını sahaya sürmüşlerdir. İran şu an Amerika'nın Irak'tan çekilmesine odaklanmıştır. Irak'taki Amerika İran için birinci derecede tehdittir. Nitekim Irak yönetimi Amerika'nın çekilmesini gayri resmi olarak talep etmiştir.
Gazze’deki çatışma bittikten sonra bölgeye Türkiye'nin asker göndermesi talep edilebilir. Türkiye'nin buraya gitmesi halinde bölgeye büyük ölçüde istikrar ve güven gelir, halkın haksız yere ezilmesi son bulur. Gazze gene çiçekleri ile ünlü bir cennet bahçesi haline gelir. Amerika’daki İsrail lobisi, Türkiye'nin Gazze'ye gitmesini istemediği takdirde bu çatışma ileriki yıllarda tekrar başlar, bu cinayetler zinciri uzar gider. İsrail Filistinlilerden arınmış bir apartheid devleti kurmaya odaklanırsa bölgede asla barış olmaz. İçinde Türkiye'nin de İran’ında olacağı bir bölgesel savaş çıkması kesinleşir. Amerika’daki İsrail lobisinin uzlaşmaz bir tutum alacağı beklenmelidir. Evangeliist hurafelerin tetikleyeceği, Arz-ı Mevud hülyalarını besleyeceği beklenmelidir. Amerika'daki İsrail lobisinin tuzu kurudur, eli taşın altında değildir. Para gücüyle her şeyin olup biteceğini zannetmektedir. Bu yüzden İsrail'in başına en radikal en acımasız en zalim en vicdansız adamları getirmektedir. İsrail, Osmanlı tokadı yemeden asla adam olmaz. İsrail'in yıkılışı Amerika'daki lobisi ile birlikte olacaktır. Evangalizm yavaş yavaş Amerika'da değerini kaybetmek de gençler arasında ilgi görmemektedir. Hristiyan/ Yahudi hurafelerle afyonlanmış olan yaşlı Amerikan halkı bundan sonraki süreçte gençlerin sisteme katılmasıyla birlikte İsrail'i desteklemeyecektir. Bu da yıkılışı hızlandıracaktır. Amerika’daki İsrail lobisinin 2035'e kadar Ortadoğu'da genel bir savaş çıkartacağı kesinlik kazanmaya doğru gitmektedir. 2027 ile ondan sonraki gelen yıllar bu ihtimali her geçen gün daha da kuvvetlendirecektir.
6-Lâhey duruşmalarını başlatan hareketin, Türkiye ve Müslüman ülkeler yerine Güney Afrika Cumhuriyetinden gelmiş olmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
İnsan hakları ihlaline karşı dava açılması sürecinin Güney Afrika'dan gelmiş olması önemlidir. Neden bir Müslüman ülke bunu yapmadı veya yapamadı? Bunun sırrını Netanyahu bir ay kadar önce bir demecinde verdi. Arap liderlerini tehdit etti. Dedi ki; makamlarınızı bize borçlusunuz, beni konuşturmayın! Hiçbir Arap ülkesinden tek bir ses çıkmadı. Hepsi sindi, hepsi o kastedilen kişi ben değildim uykusuna yattı.
Avrupa'nın sömürgeci zulmünden çok zarar görmüş olan Güney Afrika ırkçı yönetimin ne demek olduğunu çok iyi biliyor, sömürgecilerden ne çektiklerini yaşayarak hatırlıyorlar. Sömürge sisteminin arkasındaki esas gücünde Amerika ve Londra'daki Yahudi sermayedarlar olduğunu biliyorlar. Fırsat çıkmışken Güney Afrika tarihin intikamını almaya teşebbüs etmiştir. Aslında kendisine karşı yapılmış olan haksızlıkların tecessüm etmiş haline karşı bir isyandır. Batıya sömürgeci duruşu aşılayan İsrail lobisidir Geçen yüzyılda da İngiliz sömürgecilerin başında bulunan Cecil Rhodes, Churchill ve sömürge Savaşı'nın mimarı bütün askeri liderler Afrika'yı soyup soğana çeviren bütün muhteris politikacılar Yahudi’dir. Güney Afrika'nın tarih ile hesaplaştığını sömürgeciliğe karşı fırsatı değerlendirdiği söylenebilir.
7-Lahey duruşmalarından ne kadar zaman sonra ve nasıl bir sonuç beklenebilir?
Lahey duruşmaları uzun bir süreçtir. Bu süreçte birinci aşamada dava kabul edilecektir. Soykırım yapıldığına dair, mahkeme delilleri ele alıp dava açılmasına hükmedecektir. Dava açıldıktan sonra deliller toplanacak mahkeme bir hüküm verecektir. Mahkeme hüküm aşamasına geldiğinde İsrail lobisi boş durmayacak, hâkimlerin aleyhinde gözden düşürücü belge toplayacaktır. Hakimler tehdit edilecektir, tuzak kuracaktır, suç delilleri arayacaktır, rüşvet teklif edecektir. Bütün bunlar çare olmazsa, kararın uygulanmasını Güvenlik Konseyinde Amerika Birleşik Devletlerine veto ettirecektir. Sonuç olarak bu dava İsrail lobisini büyük ölçüde frenler, ancak kırmızıyı görmüş İspanyol öküzü gibi saldırmaktan alı koymaz. Mahkemenin alacağı tedbir kararları İsrail’i sarsar ama durdurmaz. Onlar güçten anlar.
8-20 Ocak 2024 Cumartesi günü İsrâil’in Lübnan’ı bombalamasında yalnızca Hamas elemanlarının hedef alınması sebebiyle bir mazarrat çıkmasa bile Suriye’de İran’ı vurması neticesinde 4 İranlının öldürülmesi infiale sebebiyet vermedi. Nasıl yorumluyorsunuz?
İsrail, Lübnan'daki saldırıda yalnız Hamas liderlerini vurması, Hizbullah'a ve İran'a karşı bir mesaj taşıyordu. Bizim savaşımız Hamas’a karşıdır, bak sizi hedef almıyoruz görüntüsü vermek içindir.
İran bazen yönetimde tasfiye etmek istediği askeri ve politik liderleri düşman ülkelerce bertaraf edilmesini istemektedir. Geçtiğimiz aylarda Trump bir açıklamada bulundu, dedi ki; biz Kasım Süleymaniyi öldürdüğümüz zaman İran bize telefon açtı, makul bir saldırıda bulunacağını söyledi. Üslerimize zarar vermeden 15-20 tane füze attılar.
Demek ki İran'ın askeri ve siyasi geleneğinde istemedikleri siyasi ve askeri liderleri rakip gösterdikleri ülkeler eliyle tasfiye etmek yolu da mevcuttur. Batı ile yapılan rekabette, İran’ın politikasını anlamak, entrikalarına akıl erdirmek hakikaten çok zordur. Bu devletin politikasının temel araçlarından birisi takkiyedir, saman altından su yürütmektir, bulanık sularda yüzmektir. Gerçekten Acem politikasını anlamak ciddi satranç bilgisi gerektirir.
Sorularla sınırlı kaldığınız için veremediğiniz mesajınız varsa, söz sizin, buyurunuz!
İsrail Türkiye için birinci derecede tehdittir. Çok yakın tehdittir. ABD ve AB’yi kullanarak dünya politikasını belirleyebiliyor. ABD ve İsrail’in yakın bir zamanda Türkiye’ye saldıracağını hesaba katarak yeni bir milli güvenlik doktrini hazırlamak gerekiyor. Bu çatışmanın Türkiye’ye sıçramaması için Gazze savunması desteklenmeli İsrail yerinde durdurulmalıdır.
Benim son kanaatim şudur: Bölgede iki devletli çözüm de çözüm değildir. Ya İsrail var olacaktır, ya İslam dünyası yok olacaktır. İkisi bir arada var olamaz. İsrail gücünün sınırlarına gelmiştir. Çöküş süreci başlamıştır. Yenilerek tarihten çekilecektir.
Amerika, İngiltere, Almanya gibi ülkeler İsrail'in yanında hareket etmiştir. Bu ülkelerin hiçbir zaman Filistinlilerin ve Müslüman dünyanın yanında hareket etmesi beklenmemelidir. Amerika'da ve Batı Avrupa'da seçimle iş başına gelen bütün liderler hemen hemen tamamı İsrail lobisinin küresel sermayenin kontrolünden geçtikten sonra bu makamlara gelmektedir. Yıldızını parlatmak istedikleri siyasetçileri, ellerindeki muazzam medya gücü ile parlatıyorlar, itibardan, iktidardan düşürmek istediklerini, istedikleri zaman eleştirerek, suç dökümleri ortaya çıkararak, aşağıya indiriyorlar. Lewinsky skandalı, Wikileks Belgeleri bunun açık delilidir.
Epstein skandalı, ortaya saçılınca birçok Amerikan başkanı devlet adamı üst seviyedeki yöneticilerin Avrupa'daki yöneticilerin birçoğunun İsrail lobisi tarafından (Mossad) çocukları ve küçükleri hedef alan fuhuş tuzağına düşürdükleri görülmektedir.
Mesela Rusya'da Devlet Başkanı Putin Rus milliyetçiliğinin merkezi olarak söylense de aslen Yahudi asıllıdır. Savaştığı Ukrayna'nın başındaki lider Zelenski de Yahudi’dir.
Rusya, Suriye ile askeri İşbirliği ve güvenlik anlaşması imzalamıştır. Bu antlaşmaya göre Rusya Suriye hava sahasını koruyacaktır, hiçbir devletin izinsiz girmesine müsaade etmeyecektir. Bu anlaşma yalnız ve yalnız Türkiye'ye karşı işlemektedir. İsrail istediği zaman Suriye hava sahasına girmekte kendi ifadelerine göre İran hedeflerini bombalamakta veya kendince tehdit gördüğü Suriye hedeflerini vurmaktadır. Rusya bu duruma hiçbir müdahalede bulunmamaktadır. İsrail'e karşı neden böyle yaptığını da hiç kimseye izah etmemektedir. Yani Suriye Hava Sahası Türkiye'ye karşı kapalıdır İsrail'e karşı sonuna kadar açıktır. Sizce burada gizli bir şey yok mudur?
İran'ın 7 Ekim'de savaş başladıktan beri İsrail’le çatışmaya girmekten kaçınacağı ortaya çıkmıştır. İran'ı durdurmak için Belücistan ve Güney Azerbaycan sorunlarını sahaya sürmüşlerdir. İran şu an Amerika'nın Irak'tan çekilmesine odaklanmıştır. Irak'taki Amerika İran için birinci derecede tehdittir. Nitekim Irak yönetimi Amerika'nın çekilmesini gayri resmi olarak talep etmiştir.
Gazze’deki çatışma bittikten sonra bölgeye Türkiye'nin asker göndermesi talep edilebilir. Türkiye'nin buraya gitmesi halinde bölgeye büyük ölçüde istikrar ve güven gelir, halkın haksız yere ezilmesi son bulur. Gazze gene çiçekleri ile ünlü bir cennet bahçesi haline gelir. Amerika’daki İsrail lobisi, Türkiye'nin Gazze'ye gitmesini istemediği takdirde bu çatışma ileriki yıllarda tekrar başlar, bu cinayetler zinciri uzar gider. İsrail Filistinlilerden arınmış bir apartheid devleti kurmaya odaklanırsa bölgede asla barış olmaz. İçinde Türkiye'nin de İran’ında olacağı bir bölgesel savaş çıkması kesinleşir. Amerika’daki İsrail lobisinin uzlaşmaz bir tutum alacağı beklenmelidir. Evangeliist hurafelerin tetikleyeceği, Arz-ı Mevud hülyalarını besleyeceği beklenmelidir. Amerika'daki İsrail lobisinin tuzu kurudur, eli taşın altında değildir. Para gücüyle her şeyin olup biteceğini zannetmektedir. Bu yüzden İsrail'in başına en radikal en acımasız en zalim en vicdansız adamları getirmektedir. İsrail, Osmanlı tokadı yemeden asla adam olmaz. İsrail'in yıkılışı Amerika'daki lobisi ile birlikte olacaktır. Evangalizm yavaş yavaş Amerika'da değerini kaybetmek de gençler arasında ilgi görmemektedir. Hristiyan/ Yahudi hurafelerle afyonlanmış olan yaşlı Amerikan halkı bundan sonraki süreçte gençlerin sisteme katılmasıyla birlikte İsrail'i desteklemeyecektir. Bu da yıkılışı hızlandıracaktır. Amerika’daki İsrail lobisinin 2035'e kadar Ortadoğu'da genel bir savaş çıkartacağı kesinlik kazanmaya doğru gitmektedir. 2027 ile ondan sonraki gelen yıllar bu ihtimali her geçen gün daha da kuvvetlendirecektir.
6-Lâhey duruşmalarını başlatan hareketin, Türkiye ve Müslüman ülkeler yerine Güney Afrika Cumhuriyetinden gelmiş olmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
İnsan hakları ihlaline karşı dava açılması sürecinin Güney Afrika'dan gelmiş olması önemlidir. Neden bir Müslüman ülke bunu yapmadı veya yapamadı? Bunun sırrını Netanyahu bir ay kadar önce bir demecinde verdi. Arap liderlerini tehdit etti. Dedi ki; makamlarınızı bize borçlusunuz, beni konuşturmayın! Hiçbir Arap ülkesinden tek bir ses çıkmadı. Hepsi sindi, hepsi o kastedilen kişi ben değildim uykusuna yattı.
Avrupa'nın sömürgeci zulmünden çok zarar görmüş olan Güney Afrika ırkçı yönetimin ne demek olduğunu çok iyi biliyor, sömürgecilerden ne çektiklerini yaşayarak hatırlıyorlar. Sömürge sisteminin arkasındaki esas gücünde Amerika ve Londra'daki Yahudi sermayedarlar olduğunu biliyorlar. Fırsat çıkmışken Güney Afrika tarihin intikamını almaya teşebbüs etmiştir. Aslında kendisine karşı yapılmış olan haksızlıkların tecessüm etmiş haline karşı bir isyandır. Batıya sömürgeci duruşu aşılayan İsrail lobisidir Geçen yüzyılda da İngiliz sömürgecilerin başında bulunan Cecil Rhodes, Churchill ve sömürge Savaşı'nın mimarı bütün askeri liderler Afrika'yı soyup soğana çeviren bütün muhteris politikacılar Yahudi’dir. Güney Afrika'nın tarih ile hesaplaştığını sömürgeciliğe karşı fırsatı değerlendirdiği söylenebilir.
7-Lahey duruşmalarından ne kadar zaman sonra ve nasıl bir sonuç beklenebilir?
Lahey duruşmaları uzun bir süreçtir. Bu süreçte birinci aşamada dava kabul edilecektir. Soykırım yapıldığına dair, mahkeme delilleri ele alıp dava açılmasına hükmedecektir. Dava açıldıktan sonra deliller toplanacak mahkeme bir hüküm verecektir. Mahkeme hüküm aşamasına geldiğinde İsrail lobisi boş durmayacak, hâkimlerin aleyhinde gözden düşürücü belge toplayacaktır. Hakimler tehdit edilecektir, tuzak kuracaktır, suç delilleri arayacaktır, rüşvet teklif edecektir. Bütün bunlar çare olmazsa, kararın uygulanmasını Güvenlik Konseyinde Amerika Birleşik Devletlerine veto ettirecektir. Sonuç olarak bu dava İsrail lobisini büyük ölçüde frenler, ancak kırmızıyı görmüş İspanyol öküzü gibi saldırmaktan alı koymaz. Mahkemenin alacağı tedbir kararları İsrail’i sarsar ama durdurmaz. Onlar güçten anlar.
8-20 Ocak 2024 Cumartesi günü İsrâil’in Lübnan’ı bombalamasında yalnızca Hamas elemanlarının hedef alınması sebebiyle bir mazarrat çıkmasa bile Suriye’de İran’ı vurması neticesinde 4 İranlının öldürülmesi infiale sebebiyet vermedi. Nasıl yorumluyorsunuz?
İsrail, Lübnan'daki saldırıda yalnız Hamas liderlerini vurması, Hizbullah'a ve İran'a karşı bir mesaj taşıyordu. Bizim savaşımız Hamas’a karşıdır, bak sizi hedef almıyoruz görüntüsü vermek içindir.
İran bazen yönetimde tasfiye etmek istediği askeri ve politik liderleri düşman ülkelerce bertaraf edilmesini istemektedir. Geçtiğimiz aylarda Trump bir açıklamada bulundu, dedi ki; biz Kasım Süleymaniyi öldürdüğümüz zaman İran bize telefon açtı, makul bir saldırıda bulunacağını söyledi. Üslerimize zarar vermeden 15-20 tane füze attılar.
Demek ki İran'ın askeri ve siyasi geleneğinde istemedikleri siyasi ve askeri liderleri rakip gösterdikleri ülkeler eliyle tasfiye etmek yolu da mevcuttur. Batı ile yapılan rekabette, İran’ın politikasını anlamak, entrikalarına akıl erdirmek hakikaten çok zordur. Bu devletin politikasının temel araçlarından birisi takkiyedir, saman altından su yürütmektir, bulanık sularda yüzmektir. Gerçekten Acem politikasını anlamak ciddi satranç bilgisi gerektirir.
Sorularla sınırlı kaldığınız için veremediğiniz mesajınız varsa, söz sizin, buyurunuz!
İsrail Türkiye için birinci derecede tehdittir. Çok yakın tehdittir. ABD ve AB’yi kullanarak dünya politikasını belirleyebiliyor. ABD ve İsrail’in yakın bir zamanda Türkiye’ye saldıracağını hesaba katarak yeni bir milli güvenlik doktrini hazırlamak gerekiyor. Bu çatışmanın Türkiye’ye sıçramaması için Gazze savunması desteklenmeli İsrail yerinde durdurulmalıdır.
Benim son kanaatim şudur: Bölgede iki devletli çözüm de çözüm değildir. Ya İsrail var olacaktır, ya İslam dünyası yok olacaktır. İkisi bir arada var olamaz. İsrail gücünün sınırlarına gelmiştir. Çöküş süreci başlamıştır. Yenilerek tarihten çekilecektir.