İş dünyası indirim istiyor: Yüksek faiz çıkmazına son
Merkez Bankası (MB), faizi 8 toplantıdır yüzde 50 seviyesinde sabit tuttuğu halde enflasyonla mücadelede arzu edilen ölçüde verim alınamadı. Faiz yüksek kaldıkça işletmeler artan finansman maliyetlerini fiyatlara yansıtmaya başladı. Uzun süreli sıkı para politikasında ısrar edilmesi, üretimi ve yatırımları baltaladığı gibi enflasyonu düşürmeyi de zorlaştırdı. Üçüncü çeyrekte görülen yüzde 2,1’lik büyüme Türkiye ekonomisinin potansiyelinin oldukça altında kaldı. Emek yoğun sektörlerde işten çıkarmalar ve kapanmalar var. Sayıları bilinmese de birçok işletme üretimini yurt dışına kaydırıyor.
8 TOPLANTIDA YÜZDE 50’DE SABİT TUTTU
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, 4 Haziran 2023’te görevi devraldığında gösterge niteliğindeki politika faizi yüzde 8,5, enflasyon yüzde 38,21, dolar/TL seviyesi 20,70 civarındaydı. Hafize Gaye Erkan’ın Merkez Bankası Başkanlığı’na atanması ile 27 ay sonra 22 Haziran 2023’te ilk faiz artışı yapıldı. Politika faizi oranını, 6,5 puan yukarı çekerek yüzde 15’e çıkaran Merkez Bankası parasal sıkılaşma adımlarını daha sonraki aylarda da sürdürdü. Para Politikası Kurulu (PPK), Mart 2024’te son bir kez daha yaptığı 500 baz puanlık artışla yüzde 50’ye çıkardığı faizi 8 toplantıdır sabit tutuyor.
SIKI PARA POLİTİKASI NE KADAR İŞE YARADI?
Türkiye'nin enflasyon verilerine bakıldığında, Ocak 2024’te yüzde 64,86 ile sert bir artış gösteren yıllık Tüketici Fiyat Endeksi Mayıs 2024’te ise yüzde 75,45 ile zirveye tırmandı. Son 6 ayda 28,4 puan gerileyen enflasyon, kasım itibarıyla yüzde 47,09’a düşse de Haziran 2023’teki yüzde 38,21 seviyesinin hala çok üzerinde. 19 aylık süreçte doların 20,70 TL’den 35,20’ye yükseldiği görülüyor. Bu da doların TL karşısında yüzde 70 civarında değerlendiği anlamına geliyor. Finansman maliyetlerinin yüksek seyretmesi, giderleri katladığı için işletmeler ortaya çıkan faturayı fiyatlarına yansıtıyor. Piyasa katılımcılarının 12 ay sonrası için enflasyon tahmini yüzde 27,2 iken, reel sektörün beklentisinin yüzde 47,8 olması, etiketlerin artmaya devam edeceğinin önemli bir işareti. Fiyatlama davranışları enflasyonla mücadelenin yeterli olmadığını gösterirken, bu tablo “Yüksek faizle buraya kadar” dedirtiyor.
MERKEZ YÜKSEK FAİZ ÇIKMAZINA SON VERMELİ
İstihdamını korumakta zorlanan emek yoğun sektörler artık Merkez Bankası’nın bu hafta (Perşembe günü) yapacağı toplantıda faiz indirimlerine başlamasını bekliyor. Parasal sıkılaştırma esaslı program koşulları, ekonomide fren eğilimini giderek somutlaştırırken vatandaşın ve işletmelerin sırtına da ağır yük bindiriyor. Piyasalarda yüksek oranda faiz indirimi yapılmasının reel sektörün rahatlaması açısından elzem olduğu konuşuluyor.
Çünkü;
- Enflasyonda istenilen sonuç alınamadı.
- Yatırımlar azaldı.
- Ekonomik büyüme Türkiye’nin potansiyelinin altında kaldı.
- Emek yoğun sektörlerde işten çıkarmalar ve kapanmalar var.
- Sayıları bilinmese de birçok işletme üretimini yurt dışına kaydırıyor.
İŞ DÜNYASI İNDİRİM İSTİYOR
Yatırımların devamı için önemli
- : Enflasyon, kredi hacimleri, tasarruf oranları, mevduatların ne kadarının krediye döndürülebildiği dikkate alındığında faizle ilgili öngörülerin ortaya koyulması gerekmektedir. Bu çerçeveden baktığımız zaman biz aralık ayında yapılacak toplantıda faizlerin düşürülebileceğini öngörüyoruz. Bu hem makul bir şekilde düşme trendine giden enflasyonla uyumlu bir adım olacaktır hem de 2025 yılına girerken psikolojik katkısı önemli olacaktır. Yatırımlar önemli ve her çeyrekte pozitif kalmalıdır. Yatırım, bundan sonraki 1-2-3 yıl sonraki büyümeyi tetikleyecek ana unsurdur.
Hepimizin ortak beklentisi oldu
- : Merkez Bankası’ndan, 8 ay gibi uzun bir süre dayandığımız yüksek faize karşı artık aralık ayında faiz indirimi yapmasının, hepimizin ortak beklentisi olduğunu yineliyoruz. Yılın son ayında politika faizinde öngörülecek bir indirimin, firmalarımızın 2025 yılına ilişkin motivasyonunda olumlu bir etkisi olacağına inanıyoruz.
Ekonomiye rahat nefes aldıracak
- : Faiz indirimi ekonomide öngörülebilirliğin sağlanması adına ve hepimizin 2025 planlarını yaparken Merkez Bankası'nın atacağı adımları öngörebilmemiz adına oldukça da yararlı olur. Ben ülkemiz ekonomisinin bu kez bu 2,5 puanlık indirime ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Aralık ayındaki indirimden kolay vazgeçmemek lazım. Çünkü o indirim bize nefes aldıracak bir indirim.
Göstergeler faiz düşsün diyor
- : 2024 yılının ikinci yarısından bugüne gelen ekonomik göstergeler ‘Faiz düşsün’ diyor. İş dünyası olarak finansa erişim ve yatırım ortamı açısından Merkez Bankası’nın bu doğrultuda bir karar almasını bekliyoruz. Özellikle iç piyasada yılın ikinci yarısından itibaren ekonomi verilerinde güzel haberler aldık. Piyasaların morale ihtiyacı var. Merkezin faiz düşürmesini gevşeme olarak değil, ekonomik aktivitelerdeki toparlanma eğilimine paralel, moral kaynağı teşkil edeceğini düşünüyoruz. Bu bağlamda merkezden gelişen ekonomik koşullar doğrultusunda az da olsa 250 baz puan gibi bir faizde düşüş beklentisi açısındayız.
Krediye ulaşım kolaylaştırılmalı
- : Ülkemizin üretim, yatırım, istihdam ve ihracat kapasitesini korumalıyız. Emek yoğun sektörler rekabet gücünü kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya. Artan maliyetler, üretim ve ihracatı olumsuz etkiliyor. Başta tekstil ve hazır giyim olmak üzere emek yoğun sektörlere ek destekler verilmeli. Ekonomimizin daha güçlü ve sürdürülebilir bir zeminde büyümesi için reel sektörün finansmana erişimi kolaylaştırılmalı, ticari kredilere yönelik kısıtlamalar kaldırılmalıdır.
CARİ AÇIKTA OLUMLU TABLO
Enflasyonda sınırlı bir iyileşmenin sağlandığı ortamda Türkiye’nin cari işlemler açığı olumlu bir seyir izliyor. Cari işlemler hesabı son beş yıldır ilk defa beş ay üst üste fazla verdi. Bu yılın ocak-ekim döneminde cari işlemler açığı 32,8 milyar dolar düşüşle, 3,3 milyar dolara geriledi. Mayıs 2023’te 55,6 milyar dolar olan yıllıklandırılmış cari işlemler açığı ise 47,9 milyar dolar azalışla, Ekim 2024 itibarıyla 7,7 milyar dolara düştü. Dış ticaretteki dengelemeye en büyük katkı ihracatın artması ve ithalatın azalmasından geldi. Bu yılın 11 ayında ihracat yüzde 2,5 artışla 238,5 milyar dolar oldu. Aynı dönemde ithalatımız ise yüzde 6,4 azalışla 311,7 milyar dolara indi.
Habertürk ve Show TV satıldı: İşte yeni sahipleri