ru24.pro
World News
Декабрь
2024
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31

Türkiye inisiyatifi ele geçirdi

0

O kadar hızlı baş döndürücü günler yaşıyoruz, diyemeyeceğim. Bir adım daha ileri gitmek istiyorum. Baş döndürücü gelişmeler, nefes kesen saatlere, anlara dönüşüyor. Her geçen gün yoğunlaşan, hızlı bir devinim kazanan siyasi gelişmeler, silahlı çatışma ve tehditler birbirini izliyor.

Gelişmelere dünya kamuoyunun “Trump dönemine hazırlık” üst başlığı ile tanımladığına tanık oluyoruz. Berlin, Brüksel, Washington hattında iki hafta önce “Kırım’ı Rusya’ya bırakalım, barış için masaya oturalım” beklentisi gündemden düşmüş durumunda.

Rusya’nın fırlattığı hipersonik füze Avrupa’da savaş korkularını depreştirdi. Rus kuvvetlerinin Suriye’nin kuzeyinden güneye çekilmesi, havalimanlarında uçak sayısının azaltılması, Tartus Limanı’ndaki gemilerin açık denize açılması artık Rusya’nın savaş yorgunu olduğu şeklinde yorumlara neden oluyor. Bu gelişmelere bir de Güney Kore’de darbe

ve karışıklık haberleri eklenince Doğu Avrupa’da yaşanan savaşın,

Suriye’de büyük güçlerin hesaplaşmasının Doğu Asya’ya ulaşacak şekilde etkisini artıracağı düşünülüyor.


TÜRKİYE FAKTÖRÜ

Avrupa basınında Halep’in düşmesi geniş yer tutuyor. Suriye’de Türkiye lehine değişen güç dengesi vurgulanıyor. Türkiye kamuoyunun aksine Suriye konusunda özellikle Almanya’da daha net bir algı var. Hemen tüm basın yayın organlarında Rusya’nın güç kaybı vurgulanıyor. İran’ın İsrail ile Suriye ve Lübnan’da giriştiği güç mücadelesi nedeniyle, Türkiye’nin inisiyatifi ele geçirdiği yorumları yapılıyor.

Die Zeit gazetesi “Putin, Erdoğan’a Suriye’de düzeni sağlama çağrısında bulundu” başlıklı yazıda “Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin mevkidaşı Recep Tayyip Erdoğan’ı telefonla arayarak iç savaşın pençesindeki Suriye’de istikrarın yeniden tesis edilmesine yardımcı olmaya çağırdı. Rus hükümetinin görüşmelere ilişkin yaptığı açıklamaya göre, Ankara hükümeti bölgedeki

nüfuzunu anayasal düzeni yeniden tesis etmek için kullanmalı” ifadesine yer verdi.


HAKİMİYET MÜCADELESİ

Alman devlet televizyonu ZDF ise “Rusya ile Türkiye arasındaki alan hakimiyeti mücadelesinin” Suriye’de yeni bir evreye girdiği vurgusunu yaparak Moskova, Antalya ve Kahire muhabirlerine bağlandı. ZDF Kahire Muhabiri Golineh Atai “Rejim silahlı muhalifleri Esed’i indirmek istiyorlar. Hepsinin ortak gayesi, çocukken sürüldükleri topraklarına bir an önce geri dönmek. HTŞ Suriye’de sevilen bir aktör değil ama ani taarruz ile elde ettiği başarı, onu popüler kılıyor. Suriye’de herkesin üzerinde anlaştığı bir nokta İran’a karşı duyulan nefret. Bunun için ülkelerini bir koloniye dönüştüren İran’ı Suriye’den kovmak istiyorlar. Suriye’de iki büyük muhalif güç olan HTŞ ile Türkiye’nin idaresinde hareket eden Özgür Suriye Ordusu arasında da farklılıklar var” sözleri ile Suriye’deki durumu izleyenlerine aktardı.

ZDF Moskova Muhabiri Armin Coerper ise Rusya’nın jeopolitik nedenlerle, Putin’in Rusya’nın yitirdiği bölgeye yeniden hakim olma güdüsü ile hareket ettiğine dikkat çekti.


TÜRKİYE OLMADAN OLMAZ

ZDF Türkiye Muhabiri Ghobe Gaa “Türkiye üç önemli güç unsurundan biri. Türkiye’nin önceliği silahlı Kürt gruplarını sınırdan uzak tutmak ve bir ara bölge oluşturmak. İkinci amacı ise ülkede sayıları 3 milyonu bulan sığınmacıların topraklarına geri dönmesi” değerlendirmesini yaptı.

Alman devlet televizyonu ARD ise Suriye’de “Türkiye’nin hoşgörüsü ya da desteği olmadan bu operasyonun mümkün olmadığı”na dikkat çekerek “Veriler HTŞ’nin Esed birliklerine karşı ancak Türkiye ile koordineli hareket ettiği için başarılı olabildiğini gösteriyor. Saldırının başlangıç noktası olan Suriye’nin kuzeybatısındaki İdlib isyan bölgesi 2017’den beri bir tür Türk himayesi altındaydı. Türk birliklerinin Esed’in ordusuna karşı doğrudan savaştığı son büyük muharebe operasyonları Şubat 2020’de gerçekleşti. O zamandan beri birkaç bin Türk askeri personeli her zaman orada bulunuyor. Türkiye’nin hoşgörüsü ve hatta belki de desteği olmasaydı bu saldırı mümkün olmazdı” görüşünü ekranlarına taşıdı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Esed’in zayıflatılmasında ne gibi çıkarları var?” sorusunu gündeme taşıyan ARD yorumcusu Steinberg “Bir yandan kısa vadeli bir çıkar var. Son aylarda Şam ve Ankara arasında bir yakınlaşma oldu. Ankara’nın temel çıkarı Türkiye’deki Suriyeli mültecilerin Suriye’ye geri gönderilmesiydi. Öte yandan Suriye’de gördüklerimiz muhtemelen Türkiye’nin daha büyük bir stratejisinin göstergesi. Uzun vadede Türkiye’nin kuzey ve doğu Suriye’nin büyük bölümünü en azından dolaylı olarak kontrol altına almak ve böylece kuzeydoğu Suriye'deki Kürt özerk bölgesini kontrol altında tutmak ve hatta ortadan kaldırmak istediğini düşünüyorum. PKK’nın bir kolu orada hüküm sürmektedir. Türkiye, Suriye’deki etkisini artırıyor” değerlendirmesini yaptı.


TÜRKİYE’NİN ETKİ ALANI GENİŞLEDİ

İsviçre’nin saygın gazetelerinden Neue Züricher Zeitung’da Volker Pabst ise yazdığı makalede “Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan uzun süredir Suriye’de kendi hedeflerini takip ediyor ve Suriye’nin kuzeyindeki isyancılarla iyi temasları var. Şimdi güney komşusu olan ülkede, Türkiye’nin müttefiklerinin ya da en azından Ankara'ya sempati duyan isyancı güçlerin kontrol ettiği alan, Türk silahlı kuvvetlerinin doğrudan müdahalesi olmasa bile, önemli ölçüde genişledi. Suriye'deki son gelişmelerden en büyük faydayı sağlayan Türkiye” yorumu dikkat çekti.

Türkiye’deki yorumcuların ve uzmanların günü gününe gelişmeleri izlemeleri kendi inanılırlıkları açısından önemli. Bunu yapamıyorlarsa hiç olmazsa ekrana çıktıkları yayın kuruluşlarının yayınlarını günlük olarak izlemeleri. Kendilerinin konulara vakıf olmamasını anlayabiliriz. Lakin, kimsenin Türkiye’yi kendi yetersizliği nedeni ile küçük düşürmeye hakkı yok. Son bir söz,

Eğer Türkmen, Trabzon bayrağını alıp Halep Kalesi'ne asacak bilince ulaşmış ise bizim medya yüzlerinin Suriye’deki vatandaştan

ibret alması lazım.


Halep yıkılmış olsa da evimiz

Halep ve Hama halkına açık mektup

Esed ve PKK’nın Halep planı suya düştü