Erkekler için sağlıklı yaşlanma rehberi
Yaş sadece bir sayıdan mı ibarettir? Elbette! Alınan her yeni yaş aslında biraz daha özgürlük demektir. Beşinci, on yılınıza kadar aldığınız her yaş, kendinizi daha yakından tanıma ve sevme fırsatını sunar. Artık küçük şeyleri dert etmeme, hayatın tadını çıkarma ve her şeyi olduğu gibi kabul etme zamanıdır. “5”, “0”dan çok daha büyüktür. 50 yaşına gelmek; özgüvenin zirve yaptığı, stresin azaldığı, huzurun hâkim olduğu, esprilerin daha kıvrak ve bakışların daha hoşgörülü olduğu bir dönemdir. Sanılanın aksine bu yaşlar belki de en güzel dönemlerden biridir. Peki bu olgunluk yıllarını daha konforlu hâle getirmek mümkün mü? Alanında uzman ve deneyimli Liv Hospital hekimleri tarafından 50 yaş üstü erkekler için özel olarak hazırlanan “50 ve Ötesi-Erkekler İçin Gerçek Reçeteler” kitabı Tefrika Yayınları etiketiyle okurlarıyla buluştu. Kitap, bu yaşların tadını en iyi şekilde çıkarmak isteyenlere rehberlik ediyor. Yaşlılığın gençliği olan ellili yaşların keyfinin nasıl çıkarılabileceğine dair ipuçları sunuyor.
Düzenli egzersiz yapmayı ve dengeli beslenmeyi bir alışkanlık hâline getirin
Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Rıfat Eralp Ulusoy “Egzersiz ve Diyet Birleşirse Değmeyin Keyfimize” başlıklı yazısında aslında egzersizin arkasında yaşam boyu sağlığı korumanın ve uzun ömürlü olmanın sırrının yattığını anlatıyor. Ulusoy, “30 dakika yapacağınız tempolu yürüyüş ya da hafif bir dans rutiniyle sadece kaslarınızı değil; kalbinizi, kemiklerinizi ve genel sağlığınızı da koruma altına alıyorsunuz” diyor. Ulusoy, “Egzersizle amaçlanan yalnızca sağlıklı kiloda kalmakla sınırlı değil. Asıl hedef sağlıklı yaşlanma, hastalıkları önleme ve zinde bir yaşam sürdürmek” ifadelerini kullanıyor. Ulusoy, yürüyüş yapmanın iyi bir başlangıç olabileceğini belirterek, “Sağlıklı kalmak için haftada en az 150 dakika orta yoğunlukta egzersiz yapılmalı. Tempolu yürüyerek, bisiklet sürerek veya hafif tempolu koşu yaparak bunu kolayca doldurabilirsiniz” şeklinde neler yapılması gerektiğini anlatıyor. Ulusoy, ayrıca bazı yiyeceklerin kalp atış hızının artmasını sağlayarak şikayet ve bulguları kötüleştireceğini dile getiriyor. “Bunlara çay, kahve, gazlı içecekler ve yüksek enerjili içecekler ile kafein içeren içecekler de dâhildir. Spor yaparken bu içecekler tüketilmemelidir. Yemeğin yanında gazlı-asitli içecekler yerine su, soda veya ayran içmeyi tercih ederek sağlığımızı uzun dönemde etkileyecek önemli alışkanlıkları edinmeliyiz” diyor ve dünyadaki en sağlıklı 10 besin olan mercimek, pirinç, brokoli, yeşil fasulye, Brezilya cevizi, zeytin, tatlı patates, yulaf, yumurta ve somonun yeterince tüketilmesi gerektiğini söylüyor ve ekliyor: “Düzenli egzersiz yapmayı ve dengeli beslenmeyi bir alışkanlık hâline getirin.”
Kendinizi yeniden şekillendirin
Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Halil İbrahim Canter de “Hayatın Yeni Döneminde Kendinizi Yeniden Şekillendirin” başlıklı yazısında 50 yaşın, gerçekten de birçok erkek için bir dönüm noktası olduğunu vurguluyor. Canter, “Genellikle gençlik döneminin geride kaldığını hatırlatırken, aynı zamanda hayatın geri kalan kısmında yapılacak pek çok şey olduğunu da gösterir. Hayat duruma nereden baktığınızda da alakalıdır biraz da. 50 yaş hem bir değerlendirme yapacağınız hem de yeniliklere açık olmanız gereken bir dönemdir. Daha önce deneyimlemediğiniz şeyleri deneyimleme, yeni hobilere başlama ya da kariyerinizde yeni bir yola sapma şansı verebilir. Belki de uzun süredir öğrenmek istediğiniz bir dili öğrenmek ya da gitar çalmak, resim yapmak gibi sanatsal bir yeteneği keşfetmek için mükemmel bir zaman olabilir. Aynı ilgi alanlarına sahip kişilerle buluşarak yeni dostluklar kurabilir ve mevcut ilişkilerinizi güçlendirebilirsiniz. Örneğin, yerel bir tiyatro grubuna katılarak hem sanatsal bir hobi edinebilir hem de topluluğunuzda aktif bir rol üstlenebilirsiniz. Ailenizle ilişkilerinizi güçlendirmek için de harika bir zaman olabilir. Çocuklarınız yetişkin bir birey olarak kendi hayatlarını kurarken, torunlarınızla kaliteli zaman geçirebilir, onlara bilgelik ve değerlerinizi aktarabilirsiniz. Partnerinizle ilişkinizi daha da derinleştirebilir, birlikte yeni yerler keşfedebilir, ortak hobiler edinebilirsiniz. Birlikte sanat galerilerini ziyaret etmek, konserlere gitmek veya dünya mutfaklarından yemekler denemek, paylaşılan deneyimleri artırarak bağınızı kuvvetlendirir. Evet, 50 yaş belki de hayatınızın en verimli ve tatmin edici dönemi olabilir. Kendinizi yeniden keşfetmek, yeni yetenekler geliştirmek, topluma katkıda bulunmak ve sevdiklerinizle daha fazla zaman geçirmek için harika bir fırsattır. Hayat, ne zaman başladığınıza değil, nasıl yaşadığınıza bakar. 50 yaş, hayatınızı zenginleştirecek yeni başlangıçlara kapı açar” diyor.
Hocalarımla çalışmak tarif edilemez bir bahtiyarlık