ru24.pro
World News
Октябрь
2024
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31

DİJİTAL GÖRGÜ

0

Çocukluğunuzda büyükleriniz tarafından sosyal ortamlarda uymanız gereken kurallar konusunda uyarıldınız mı? Ya da sizler çocuklarınıza görgü kurallarını öğretmeye çalışıyor musunuz? Peki, çoğu zaman yazılı olmayan bu kurallara sizler kendi hayatınızda ne kadar uyuyorsunuz? Yüz yüze iletişimin çok az olduğu dijital platformda da iletişim kurarken dikkat etmemiz gereken bir dizi kural var ki, bunlar da aslında ‘sosyal yaşam kuralı’ olarak tanımlanıyor.

Örneğin; mesajların tümünü büyük harfle yazdığımızda bağırdığımız, cümle sonuna bolca ünlem koyduğumuzda sorguladığımız ya da alaya aldığımız algısı nasıl oluşuyorsa; merhaba demeden konuya girdiğimiz, yazım kurallarını es geçerek meramımızı anlatmaya çalıştığımız durumlar da bize dair algıları etkiliyor. “Bunların ne önemi var ki?” diyorsanız, “Adab-ı Muaşeret” dediğimiz görgü kurallarının dijital hali “Netiket” günümüzde büyük önem taşıyor.

Özellikle biz dijital göçmenlerin yani 1980 öncesi doğmuş olanların çok iyi bildiği bir kavram, adab-ı muaşeret. Bu grup için iletişim ve bilgi edinme araçları genellikle kitaplar, dergiler, gazeteler, radyo, televizyonlar iken internet nesli, siber çocuklar gibi tanımlarla ifade edilen dijital yerlilerin yani teknolojinin içerisine doğmuş olanların araçları teknolojik aletler. Haliyle sosyal davranış kuralları da insanlar gibi teknolojinin içerisine çoktan taşınmış durumda ancak bunlara ne kadar özen gösterdiğimiz tartışılır.

Yazılı iletişim daha zordur, daha çok özen ister

Sağlıklı bir sosyalleşme için neredeyse yüz yüze iletişimden daha fazla hayatımızda olan sosyal medya iletişiminde yazılı olmayan görgü kurallarına uymak gerekiyor. Bu kurallar bireyleri yaş, sosyal statü gibi birçok kavramdan bağımsız olarak bağlayıcı özelliğe sahip. Sosyalleşmek bir ihtiyaç ancak sosyalleşmek her istediğimiz yere istediğimiz gibi girebilmek olmadığı gibi dijital ortamları da fütursuzca kullanmak anlamına gelmiyor. E-posta gönderirken, çevrimiçi bir toplantıya katılırken, sosyal medyada etkileşimde bulunurken ne yazık ki insanlar kimi zaman sanal platformları ve sosyal medyayı sınırsız bir özgürlükle kullanabildikleri, kuralları olmayan, kendi kurallarını kendilerinin belirlediği bir yer gibi algılıyor.

Hele ki yüz yüze iletişimdeki yüz ifadelerinin, ses tonunun, vurguların ve mimiklerin olmadığı bir iletişim sürecinde görgü kuralları daha duyarlı olma, karşıdakini anlama ve kendini doğru ifade etme konusunda daha fazla özen gerektiriyor. Çünkü mesajlaşma uygulamaları yahut sosyal medya hesaplarımız bizim özel alanlarımız gibi düşünülse de diğer insanlar dahil olduğunda orası artık sosyal bir alana dönüşüyor. Peki, bu netiket denen kavram neleri kapsıyor? Birkaç örnek verelim:

Yapılan yorumlara cevap ya da bir emojiyle karşılık vermek (Etkileşim candır)/Serum takılı kolunuzu, ameliyat olan babanızı, tabut başında öz çekiminizi paylaşmamak/Tamam, aynen” gibi ifadeleri “tmm, ayn” şeklinde yazmamak/Cümleyi bölerek kelime kelime yazmamak/Sabahın 7’sinde, gecenin 12’sinde insanlara telefon etmemek, mesaj yazmamak/Doğru yazmak ve noktalama işaretlerini doğru kullanmak (Bu, yazılı ortamdaki imajınızı temsil eder)/Yanınızda biri varken telefonda uzun uzun konuşmamak/Mesajlaşma uzun sürecekse telefonu sessize almak/Birine mesaj atarken konuya direkt girmemek, önce bir “merhaba” demek/Görüntülü arama yaparken aranacak kişinin önceden onayını almak/Biri sizi aradığında arayanın sesini ona sormadan hele de 3. şahıslar varsa hoparlöre almamak/Toplum içinde video izlerken kulaklık takmak/

Örnekleri çoğaltmak mümkün. Sağduyulu olmak. Yani toplu taşımada kulaklık takarak video izlediğinizde, bir restoranda yüksek sesle telefonda konuşmadığınızda bu kurallara uymuş olacaksınız zaten. Ayrıca günlük hayatta kullandığımız “Lütfen”, “Teşekkür ederim”, “Rica ederim” ifadelerini dijital ortamlarda da kullanmak zorundayız. Çünkü ortam sanal olsa da karşımızdaki insanlar gerçek.