Müslüman Kadın Kimliğinin İnşası ve Şule Yüksel Şenler
28 Şubat sürecinde başörtüsü mücadelesinin sembol ismi olan ve Anadolu’yu karış karış gezerek verdiği konferanslarla bir döneme damgasını vuran Şule Yüksel Şenler'in mücadelelerle dolu hayatı kayıt altına alınarak nesillere aktarılmaya devam ediyor.
Başörtü mücadelesinin öncü ismi: Şule Yüksel Şenler
Müslüman Kadın Kimliğinin İnşa Süreci
Yazar Ebrar Beşinci Şimşek'in Kutadgu yayınevinden çıkan 'Müslüman Kadın Kimliğinin İnşası ve Şule Yüksel Şenler' kitabı Türkiye'deki Müslüman kadın kimliğinin inşasına öncü olan Şule Yüksel Şenler'in mücadelelerle dolu hayat hikayesini yer alıyor.
İslam'a adanan bir ömür: Şule Yüksel Şenler
Kitapta Osmanlı Devleti ve Türkiye'de kadın konusundaki gelişmeleri ve kadın modernleşmesi ve kadın hareketleri, ardından 20. yüzyıl sosyo-politik ikliminde İslam ve kadın ilişkisini ve sonra olarak Şule Yüksel Şenler'in hayatı ve fikirleri analiz ediliyor. Dinin Kamusal Alandan Diskalifiye Edilmesi ve Kadın başlığı altına ise 28 Şubat sürecinde üniversitelerini birincilikle bitirmelerine rağmen her türlü zorluklarla maruz bırakılan başörtülü öğrencilerin yaşadığı problemlere ve sorunun doğuş noktasıyla beraber sorumlularının tarihsel arka planına yer veriliyor.
Müslüman kadının dönüşümünün öncü ismi: Şule Yüksel Şenler
- Türkiye’nin kadın hareketleri serencamı uzun soluklu, hala devam etmekte olan ve her dönemde farklı temsil ve hüviyetlerle genişleyip-zenginleşen bir mahiyete sahiptir. Müslüman kadın hareketleri de bu serencamın ayrılmaz bir parçası olmuş, derneklerden eylemlere, siyasetten kültür hayatına uzanan geniş bir yelpazede Müslüman kadının görünür olmasında önemli bir rol oynamışlardır. Bu süreci ve Müslüman kadının dönüşümünü takip etmek için süreci başlatan ve bugünlere getiren kurucu kadın figürlerin anlaşılması büyük önem arz etmektedir. Bunlardan biri de şehirli Müslüman kadın imajının inşasında büyük ve önemli bir yere sahip olan Şule Yüksel Şenler’dir. Müslüman kadın kimliğinin inşasını Şule Yüksel Şenler odağıyla ele alan bu çalışma da okuyucuya meseleyi Türkiye’de kadın hareketlerinin serencamını takip edebileceği bir çerçeveden sunuşuyla literatürde önemli bir boşluğu doldurmaya aday.