17 yıldır sahneleniyor “MEYHANEDE”
Müzikal denilen bir çok oyunda şarkılar banttan çalınırken bu oyun dört kişilik orkestrasıyla dikkat çekiyor. Bütün şarkılar oyuncular tarafından canlı söyleniyor.
1899 yılında bir Ermeni meyhanesi ve müdavimlerinin hayatlarından kesitler sunan “Meyhanede” adlı oyun izleyicisine din, dil, köken ayrımı olmadan tek bir vücut Türkiye’den kesitler sunarken hoşgörünün ne kadar önemli olduğunu gözler önüne sererken ara ara da günümüz Türkiye’sine ciddi göndermeler de bulunuyor.
Oyunu izlerken hem oyunculuklar hem müzikler ön plana çıkarken kendinizi bir an bir meyhane ortamında bir anda da tiyatro oyununuzda olduğunu hissettiren “Meyhanede” oyunu belki de 17 yıldır seyircisi ile her sahnelendiğinde sanki ilk buluşmanın heyecanını yaşıyor ve yaşatıyor.
Tarzının farklısı olarak konumlandıracağım “Meyhanede” oyunu kaçırmayın derim.
İkinci perdenin başı…
İBBŞT yapımı, Alp Tuğhan Taş'ın yazıp yönettiği ve 'umutsuz, çaresiz kalmış' oyuncu Muhsin'i yaşar kıldığı " İKİNCİ PERDENİN BAŞI " adlı oyunda, Ebru Üstüntaş Afet yorumuyla yeni bir başarıya daha imza atmakta
"İKİNCİ PERDENİN BAŞI" sadece tiyatro dünyasında değil aslında hemen her sektörde yaşanan ast / üst ilişkilerini, hırsları, hoyrat isyanları, korkuları, ufunetli rekabetleri anlatmakta.
Afet ve Muhsin.Her ikisinin de hayatlarında haykırışlar, onmaz acılar, bekleyişler vardı.Av ve avcı, yara ve bıçak, yem ve ökse olmuşlardı hiç durmadan. Sürekli dirilen, istila eden hatıralar da cabası.
Afet ve Muhsin için bir yanlışın bittiği yerde bir başka düş, hayat kırıklığı başlamıştı hep. Geç kalmışlardı.. Belki de hep erken çıkmışlardı yola.
Gözleri acılıydı. Geriye, sıfır noktasına dönmek enikonu olasılığı yoktu ve artık, biliyorlardı. O halde bir tabanca...ikinci perdenin hemen başındaki o mektup adam rolü...o yarım sayfalık tirad.
Alp Tuğhan Taş ve Ebru Üstüntaş dorukta iki oyunculuk örneği sergilerken, yanıtını asla bilmedikleri, bilemeyecekleri soruların prangalarına müebbetten tutsak edilmiş Muhsin ve Afet'i yorumlarken, adeta hayatlarımızdan bir kreşendoyu gözler önüne seriyorlar.
35.sanat yılına özel senfonik konser
Ünlü sanatçı Onur Akın 35. sanat yılını senfonik konserle kutlayacak. Cumhuriyet Halk Partisinden aktif siyaseti bırakarak sanat çalışmalarını aralıksız sürdüren sanatçı birçok önemli şarkısını ilk kez senfonik yazılım ve düzenlemeler ile sevenleri için seslendirecek.
Onur Akın sanattaki 35. yılını Türkiye turnesi ile kutlayacak. Yağmur Yüreklim, Geceyi Sana Yazdım, Seviyorum Seni, Gaybana Geceler gibi birçok önemli şarkılara imza atan ünlü sanatçı sevenlerinin karşısına senfonik konserle çıkacak. İlk kez vereceği senfonik konserle ilgili konuşan Akın " Sevgili dostlarım, profesyonel sanat hayatımın 35.yılında uzun yıllar içinde yaptığım yüzlerce beste arasından en öne çıkan ve zamana direnmiş şarkılarımın, senfonik yazılım ve düzenlemeleri yapıldı. Bu senfonik yazılımları, aynı zamanda orkestra üyem de olan Yıldız Üniversitesi konservatuarı dekanı, değerli hocamız Prof. Turan Sağer büyük bir başarı ve titizlikle gerçekleştirdi. 35.sanat yılımı vereceğim bu senfonik konserlerle taçlandırmak istiyorum. 35.Yıl Onur Akın 'Sevda ve Umut Şarkıları Senfonik Konserlerini hangi şehirde istiyorsanız oraya geleceğiz " dedi.
Müzik aşkı engel tanımıyor
Görme engelli 10 yaşındaki piyanist İpek Nisa Göker'den renkli, rüya gibi bir albüm geldi.
İpek Nisa Göker, Gtr Müzik etiketiyle 6 parçadan oluşan albümü "Ormanda Yürüyen Kız"ı tüm dijital platformlarda yayımladı.
Yeni kuşağın en dikkat çekici isimlerinden İpek Nisa Göker yenilikçi tavrıyla, sakin ve renkli dünyasının kapısını aralıyor. Mahmut Orhan ve Gökhan Türkmen elini sürdüğü albümdeki tüm besteler genç yıldıza, düzenlemeler Mert Sait Öksüz ve Can Canel imzasını taşıyor. Tempolu ve coşkun yapılara sahip, bütünlüklü albümün mix ve mastering'i Feryin Kaya tarafından hazırlandı.
Genç yaşında büyük işler üreten, kısa sürede geniş kitlelerin dikkatini çekip, heyecan yaratan İpek Nisa Göker, kalbindeki ve zihnindeki tüm renkleri dinleyicisi ile buluşturuyor.
Albümün açılış şarkısı 'Anadolu' için "Anadolu bestesinin ismini dinleyicilerimle birlikte verdik. Aslında bu parçanın nakarat kısmı 5 - 6 yaşlarındayken zihnimde oluşmuştu. Bir gün 9 yaşında aklımda tekrardan canlandı ve nakarat kısmını çalarken arkası kendiliğinden geldi, beste tamamlandı. Büyük küçük herkesin kalbine dokunması dileği ile…" duygularını dile getirdi.
Berat’tan yeni cover “Zalim”
"Sevmedin Biliyorum" ve "Gücüm Kalmadı" gibi şarkılarla geniş bir hayran kitlesine sahip olan şarkıcı Berat, müzik kariyerine yeni bir eserle devam ediyor. Yıllar önce Baha tarafından seslendirilen "Zalim" şarkısını coverlayacak olan Berat, bu şarkının kendisi için özel bir anlam taşıdığını belirtti. Stüdyo çalışmalarına başlayan şarkıcı, aranjede Bedirhan Bitirim, yönetmenlikte ise Yusuf Tekin ile çalışacak. Hem futbol hakemliği hem de müzikle ilgilenen Berat, hayranlarını yeni şarkısıyla buluşturmak için sabırsızlanıyor
İsteksizce Çevir Sayfayı
Farklı müzik türlerini başarıyla harmanladığı özgün tarzıyla dikkat çeken başarılı müzisyen Samet Beşikçi'nin, yeni teklisi "İsteksizce Çevir Sayfayı" 6 Eylül Cuma günü tüm dijital platformlarda yayına girdi.
Funk'ın dinamik baslarıyla reggae'nin coşkulu tınılarını bir araya getirerek müziğinde yeni ve taze bir ses yaratan Samet Beşikçi, yeni teklisinde dinleyicilerini pozitif ve umut dolu bir dünyaya davet ediyor.
Şartlar ne olursa olsun mücadele etmeyi söyleyen parça, dünyayı değiştirecek gücün içimizde olduğunu vurguluyor.
Sözü ve müziği kendisine ait İlk teklisi “Bugün”ü 2024 yılının Ocak ayında, ikinci teklisi “Hüzün Kuyusu”nu ise mayıs ayında yayınlayan müzisyen üretimlerine son sürat devam ediyor.
Ekranlara yeni “Sultan” Bozkurt geliyor!
Birbiri ardına çıkardığı şarkılarla müzikal kariyerinde emin adımlarla ilerlemeye devam eden Sultan Bozkurt’tan ekran sürprizi geldi.
Sebebini Sorma, Gönder Gelsin ve Aslan Yarim adlı çalışmalarıyla büyük başarılar yakalayan Sultan Bozkurt bu başarısını bir televizyon programı sunarak taçlandırmak için çalışmalarına ağırlık verdi. Başarılı sunucu ülkenin önde gelen diksiyon hocalarından eğitimler aldığını ve bu eğitimlerin ardından kendisine gelen sunuculuk tekliflerini değerlendirerek ekranlardaki yerini almaya hazırlandığı öğrenildi.
1899 yılında bir Ermeni meyhanesi ve müdavimlerinin hayatlarından kesitler sunan “Meyhanede” adlı oyun izleyicisine din, dil, köken ayrımı olmadan tek bir vücut Türkiye’den kesitler sunarken hoşgörünün ne kadar önemli olduğunu gözler önüne sererken ara ara da günümüz Türkiye’sine ciddi göndermeler de bulunuyor.
Oyunu izlerken hem oyunculuklar hem müzikler ön plana çıkarken kendinizi bir an bir meyhane ortamında bir anda da tiyatro oyununuzda olduğunu hissettiren “Meyhanede” oyunu belki de 17 yıldır seyircisi ile her sahnelendiğinde sanki ilk buluşmanın heyecanını yaşıyor ve yaşatıyor.
Tarzının farklısı olarak konumlandıracağım “Meyhanede” oyunu kaçırmayın derim.
İkinci perdenin başı…
İBBŞT yapımı, Alp Tuğhan Taş'ın yazıp yönettiği ve 'umutsuz, çaresiz kalmış' oyuncu Muhsin'i yaşar kıldığı " İKİNCİ PERDENİN BAŞI " adlı oyunda, Ebru Üstüntaş Afet yorumuyla yeni bir başarıya daha imza atmakta
"İKİNCİ PERDENİN BAŞI" sadece tiyatro dünyasında değil aslında hemen her sektörde yaşanan ast / üst ilişkilerini, hırsları, hoyrat isyanları, korkuları, ufunetli rekabetleri anlatmakta.
Afet ve Muhsin.Her ikisinin de hayatlarında haykırışlar, onmaz acılar, bekleyişler vardı.Av ve avcı, yara ve bıçak, yem ve ökse olmuşlardı hiç durmadan. Sürekli dirilen, istila eden hatıralar da cabası.
Afet ve Muhsin için bir yanlışın bittiği yerde bir başka düş, hayat kırıklığı başlamıştı hep. Geç kalmışlardı.. Belki de hep erken çıkmışlardı yola.
Gözleri acılıydı. Geriye, sıfır noktasına dönmek enikonu olasılığı yoktu ve artık, biliyorlardı. O halde bir tabanca...ikinci perdenin hemen başındaki o mektup adam rolü...o yarım sayfalık tirad.
Alp Tuğhan Taş ve Ebru Üstüntaş dorukta iki oyunculuk örneği sergilerken, yanıtını asla bilmedikleri, bilemeyecekleri soruların prangalarına müebbetten tutsak edilmiş Muhsin ve Afet'i yorumlarken, adeta hayatlarımızdan bir kreşendoyu gözler önüne seriyorlar.
35.sanat yılına özel senfonik konser
Ünlü sanatçı Onur Akın 35. sanat yılını senfonik konserle kutlayacak. Cumhuriyet Halk Partisinden aktif siyaseti bırakarak sanat çalışmalarını aralıksız sürdüren sanatçı birçok önemli şarkısını ilk kez senfonik yazılım ve düzenlemeler ile sevenleri için seslendirecek.
Onur Akın sanattaki 35. yılını Türkiye turnesi ile kutlayacak. Yağmur Yüreklim, Geceyi Sana Yazdım, Seviyorum Seni, Gaybana Geceler gibi birçok önemli şarkılara imza atan ünlü sanatçı sevenlerinin karşısına senfonik konserle çıkacak. İlk kez vereceği senfonik konserle ilgili konuşan Akın " Sevgili dostlarım, profesyonel sanat hayatımın 35.yılında uzun yıllar içinde yaptığım yüzlerce beste arasından en öne çıkan ve zamana direnmiş şarkılarımın, senfonik yazılım ve düzenlemeleri yapıldı. Bu senfonik yazılımları, aynı zamanda orkestra üyem de olan Yıldız Üniversitesi konservatuarı dekanı, değerli hocamız Prof. Turan Sağer büyük bir başarı ve titizlikle gerçekleştirdi. 35.sanat yılımı vereceğim bu senfonik konserlerle taçlandırmak istiyorum. 35.Yıl Onur Akın 'Sevda ve Umut Şarkıları Senfonik Konserlerini hangi şehirde istiyorsanız oraya geleceğiz " dedi.
Müzik aşkı engel tanımıyor
Görme engelli 10 yaşındaki piyanist İpek Nisa Göker'den renkli, rüya gibi bir albüm geldi.
İpek Nisa Göker, Gtr Müzik etiketiyle 6 parçadan oluşan albümü "Ormanda Yürüyen Kız"ı tüm dijital platformlarda yayımladı.
Yeni kuşağın en dikkat çekici isimlerinden İpek Nisa Göker yenilikçi tavrıyla, sakin ve renkli dünyasının kapısını aralıyor. Mahmut Orhan ve Gökhan Türkmen elini sürdüğü albümdeki tüm besteler genç yıldıza, düzenlemeler Mert Sait Öksüz ve Can Canel imzasını taşıyor. Tempolu ve coşkun yapılara sahip, bütünlüklü albümün mix ve mastering'i Feryin Kaya tarafından hazırlandı.
Genç yaşında büyük işler üreten, kısa sürede geniş kitlelerin dikkatini çekip, heyecan yaratan İpek Nisa Göker, kalbindeki ve zihnindeki tüm renkleri dinleyicisi ile buluşturuyor.
Albümün açılış şarkısı 'Anadolu' için "Anadolu bestesinin ismini dinleyicilerimle birlikte verdik. Aslında bu parçanın nakarat kısmı 5 - 6 yaşlarındayken zihnimde oluşmuştu. Bir gün 9 yaşında aklımda tekrardan canlandı ve nakarat kısmını çalarken arkası kendiliğinden geldi, beste tamamlandı. Büyük küçük herkesin kalbine dokunması dileği ile…" duygularını dile getirdi.
Berat’tan yeni cover “Zalim”
"Sevmedin Biliyorum" ve "Gücüm Kalmadı" gibi şarkılarla geniş bir hayran kitlesine sahip olan şarkıcı Berat, müzik kariyerine yeni bir eserle devam ediyor. Yıllar önce Baha tarafından seslendirilen "Zalim" şarkısını coverlayacak olan Berat, bu şarkının kendisi için özel bir anlam taşıdığını belirtti. Stüdyo çalışmalarına başlayan şarkıcı, aranjede Bedirhan Bitirim, yönetmenlikte ise Yusuf Tekin ile çalışacak. Hem futbol hakemliği hem de müzikle ilgilenen Berat, hayranlarını yeni şarkısıyla buluşturmak için sabırsızlanıyor
İsteksizce Çevir Sayfayı
Farklı müzik türlerini başarıyla harmanladığı özgün tarzıyla dikkat çeken başarılı müzisyen Samet Beşikçi'nin, yeni teklisi "İsteksizce Çevir Sayfayı" 6 Eylül Cuma günü tüm dijital platformlarda yayına girdi.
Funk'ın dinamik baslarıyla reggae'nin coşkulu tınılarını bir araya getirerek müziğinde yeni ve taze bir ses yaratan Samet Beşikçi, yeni teklisinde dinleyicilerini pozitif ve umut dolu bir dünyaya davet ediyor.
Şartlar ne olursa olsun mücadele etmeyi söyleyen parça, dünyayı değiştirecek gücün içimizde olduğunu vurguluyor.
Sözü ve müziği kendisine ait İlk teklisi “Bugün”ü 2024 yılının Ocak ayında, ikinci teklisi “Hüzün Kuyusu”nu ise mayıs ayında yayınlayan müzisyen üretimlerine son sürat devam ediyor.
Ekranlara yeni “Sultan” Bozkurt geliyor!
Birbiri ardına çıkardığı şarkılarla müzikal kariyerinde emin adımlarla ilerlemeye devam eden Sultan Bozkurt’tan ekran sürprizi geldi.
Sebebini Sorma, Gönder Gelsin ve Aslan Yarim adlı çalışmalarıyla büyük başarılar yakalayan Sultan Bozkurt bu başarısını bir televizyon programı sunarak taçlandırmak için çalışmalarına ağırlık verdi. Başarılı sunucu ülkenin önde gelen diksiyon hocalarından eğitimler aldığını ve bu eğitimlerin ardından kendisine gelen sunuculuk tekliflerini değerlendirerek ekranlardaki yerini almaya hazırlandığı öğrenildi.