TRUMP MI, KAMALA HARRIS Mİ?
ABD başkanlık seçimleri sonrasında Trump’ın ya da Harris’in başkan olması, Türkiye açısından birşey değiştirmeyecektir. Hangisi seçilirse seçilsin, ABD-Türkiye ilişkilerinin giderek gerildiği bir dönemde, ABD’nin hedeflerine yönelik istekleriyle Türkiye’nin çıkarları bağdaşmayacağından, bu gerilim daha da büyüyecektir. Trump’ın, Rahip Brunson krizindeki “Ekonominizi mahvederiz” ihtarı yeniden gündeme gelebilir.
O nedenle, dünyanın bir paradigma değişimi yaşadığı bir dönemde, ABD’de Kasım ayında yapılacak başkanlık seçimleri bizi yakından ilgilendirmektedir. Birkaç ay önce Tel Aviv Havaalanı’nda Biden tarafından kulakları çekilen Netanyahu, ABD Kongresi ortak oturumunda yaptığı ve dakikalarca alkışlanan “yalanlar dizisi” konuşmasıyla, kimlere, nasıl bir mesaj göndermiş oluyordu? İsrail Dışişleri Bakanı İsrael Katz’ı, Türkiye’nin NATO’dan çıkarılmasını isteyebilecek kadar küstahlaştıran gelişmenin gizli ajandası nedir?
50 bin masum insanı katlederek haritadan sildiği Gazze’yi İsrail haritasına dahil eden Netanyahu’nun, bu desteğe güvenerek, “Vaad Edilmiş Topraklar”a yönelme hevesini kim törpüleyecektir? İsrail’e hizmet ettikleri oranda sevap kazanacaklarına inanan ABD’li Evanjelikler mi, Kudüs’ü İsrail’in başkenti ilan eden, Golan Tepeleri’ni babasının malıymış gibi İsrail’e bağışlayan Trump mı, yoksa Beyaz Saray’a çıktığından beri Türikye soğuk bakan Kamala Harris mi?
Zor günler bekliyor bizi.
ABD’nin siyasi tarihi ayrıntılı olarak bilindiği için, Trump’ı hedef alan suikast girişiminin spontane bir gelişme olduğuna pek inanan olmadı. O nedenle, “Suiast mi, değl mi?” sorusunun değil, ”Kim/kimler, neden yapmış olabilir?” sorusunun yanıtı aranıyordu.
Sorunun yanıtı, suikast girişimi sonrasında ABD’de yaşananları izleyince netleşmeye başladı. ABD’de, özellikle silah lobisinin desteklediği derin devlet ile küreselciler arasında iktidar mücadelesi giderek sertleşiyor. Trump’ı siyaset sahnesinden savurmayı hedefleyen suikast girişimi üzerinden, birileri birilerine çok ciddi mesajlar veriyordu: “Önümden çekil, yoksa ezerim!”
Kim kimi ezecek, ABD’de kaptan köşküne kim oturacak, Kasım’da belli olacak, fakat başkanlık yarışı giderek sertleşiyor.
NETANYAHU’NUN KONGRE’DEKİ KONUŞMASI, TRUMP’A YÖNELİK SUİKAST GİRİŞİMİNE YANIT MI?
Trump’a yönelik suikast girişimine, Biden’ın Tel Aviv Havaalanı’nda kulaklarını çektiği İsrail Başbakanı Netanyahu’nun Washington çıkarmasıyla karşılık verilmiş oldu. Biden’ın Tel Aviv’e kadar giderk kulaklarını çektiği, Çin ile yapmış olduğu bütün teknolojik anlaşmaları iptal ettirdiği Netanyahu, Trump’a yönelik suikast girişimi sonrasında ABD’nin başkentine geliyor, ABD Kongresi’nde, “Gazze’de sivilleri öldürmediklerini” savunan 40 dakikalık bir konuşma yapıyor ve dakikalarca ayakta alkışlanıyordu.
Netanyahu’yu alkışlayanlardan bir kısmı senatör ya da milletvekili değilmiş; bu çok mu önemli? ABD Dışişleri Bliken’ın ve ABD Başkanı Biden’ın, ABD dış politikasına zarar verecek işler yapığı için, peşpeşe Tel Aviv’e kadar gidip kulaklarını çektikleri bir ülkenin başbakanı, Biden’ın siyaset sahnesinden çekilmesinden hemen sonra, iadei ziyarette bulunuyor, kulağını çeken ülkenin Kongre salonunda yaptığı 40 dakikalık gerçekdışı konuşmasının ardından uzuzn uzun alkışlanıyordu.
Bu konuşmasıyla Netanyahu, “Sizin dışişleri bakanınızın da, sizin başkanınızın da tehditleri beni korkutamaz, ben bildiğimi yaparım” diyerek ABD devletine restini çekmiş ve kendini dakiklarca alkışlatmıştır. Var mı bunun bir başka açıklaması? Bu algı operasyonun mimarları kimlerdir, hedefleri nedir; ayrı bir yazı konusudur.
Fotoğraflardan hatırlayacaksınız; Biden döneminde, ABD çıkarlarına ters düşen işler yaptığı ve özellikle Çin ile bir dizi teknolojik anlaşma imzaladığı gerekçesiyle, Tel Aviv Havaalanı’nda, bütün medyanın gözü önünde paylanan, süt dökmüş kediye dönen Netnyahu, Washington’da, ABD Kongresi kürsüsüsünden hem ABD yönetimine hem de bütün dünya kamuoyuna 40 dakika boyunca, gerçekleri 180 derece çarpıtan konuşma yapıyor ve kendisini dakikalar boyunca alkıştabiliyordu..
Neler olduğunu anlatabilecek biri var mı?
Sorgulamaya nereden başlayalım?
Netanyahu’yu, “Demokrasinin yılmaz savunucusu” ABD’nin Kongre binasına taşıyan, 40 dakika konuşturan ve her cümlesi bittiğinde 49 defa alkışlatan güç neydi?
ALGI OPERASYONU İÇİN HERŞEY DÜŞÜNÜLMÜŞ
24 Temmuz günü, ABD Kongresi’nin ortak oturmunda yalnızca Netanyahu değil, İsrail Başbakanı’nın beraberinde getirdiği Etiyopya Yahudisi Teğmen Amichai Reuver, Teğmen AsoSafer, Teğmen Jonathan Ben Hamel ve Uzman Çavuş Asaf Alabachiri de uzun uzun alkışlandılar. Teğmen Reuven ABD!’deki siyahileri, Demokratları ve Woke kültürü mensuplrını etkilemek için özellikle seçilmiş askerdi. Reuven, 7 Ekim 2023 günü yaşanan Aksa Tufanı öncesnde boşta gezen, işsiz güçsüz bir gençti.
Netanyahu Biden’dan, Çin ile yaptığı anlaşmaları iptal etmek koşuluyla Gazze’yi haritadan silme izni almıştı, ama Gazze katliamında kullanacak asker bulmakta zorlanıyorudu.. Bu durum Etiyopyalı işsiz Yahudi gençlere iş bulma firsatı oluşturdu; Reuven gibi binlerce Etiyopyalı genç iyi bir maaşla askere alındılar. Etiyopyalı Yahudiler toplum içinde enalt tabaka olarak görülür ve horlanırlardı. Gazze katliamında kullanacak asker bulmakta zorlanan İsrail için Etiyopya gençleri, “ucuz işgücü kaynağı” olmuştu.
Netanyahu, ABD Kongresinde, “Asla sivil öldürmedik” yalanını söyleyerek alkış toplarken, beraberinde getirdiği özenle seçilmiş siyahi Yahudileri de birer kahraman olarak alkışlatıyordu.
İsrail, Gazze’ye yönelik askeri operasyonlarda 40 bin kişinin hayataını kaybettiğini kendisi açıklamıştı. (Gerçekte bu sayının çok daha fazla olduğu biliniyor.) Netanyahu, “Sivilleri öldürmedik” derken Hamas’ın 40 bin kişilik bir militan ordusuna sahip olduğunu mu iddia ediyor? Bu ne yaman çelişkidir..
NETANYAHU’YU KİM NEDEN ALKIŞLAMADI?
Kongre’de yaptığı konuşma süresince, her cümlesinin sonunda 49 defa ayakta alkışlanan Netanyahu’yu alkışlamayan çok önemli isimler de vardı. Medya, Netanyahu’yu alkışlayanların arka planındaki gücücün kontrolünde olduğu için, bu ayrıntılar pek gündeme gelmedi, ama bu isimlerden biri, Demokratların başkan adayı Kamala Harris’ti. Demokratların Netahyahu’ya bakış açıları değişmediğine göre, Kongre salonunda Netanyahu’yu kimler alkışlıyordu?
Alkış locasının arka planındaki organizatör, başkanlığı döneminde Kudüs’ü İsrail’in başkenti ilan eden, Suriye’nin Golan Tepeleri’ni babasının malıymış gibi İsrail’e bağışlayan Trump’ı, suikast girişimine meydan okurcasına, yeniden Byaz Saray’a mı taşımak istiyordu?
KONGRE SALONUNDA ALKIŞLANAN NETANYAHU MU, YOKSA TRUMP MIYDI?
Kongre salonunda alkışlanan İsrail Başbakanı Netanyahu muydu, yoksa Damadı Kushner’ın yönlendirmesiyle Araplarla İsrail arasında Yüzyılın Anlaşması’nı imzalanmasını sağlayan Trump mıydı?
Netanyahu’yu alkışlamayan Kamala Harris derin devletin adamı olduğuna göre, Trump Kongre binasını bir kez daha mı basmıştı? Özetle, aylar önce, Çin’le bir dizi teknolojik anlaşma imzalaması ve Hayfa limanını 25 yıllığına Çin’e kiralaması nedeniyle kulağı koparılırcasına çekilen Netanyahu, Biden’ın siyaset sahnesinden çekilmesiyle birlikte Washington’da bayrak gösteriyor, Kongre’de yaptığı gerçekdışı ifadelerle örülmüş konuşmasının her cümlesinde kendisini ve beraberinde getirdiği Etiyopyalı Yahudi olan dört “kahraman” askeri alkışlatıyordu.
BU OYUNUN SENARYOSUNU KİM YAZMIŞTI?
Kongre binası dışında toplananlar tarafından protesto edilen bu oyununun senaryosunu kim ya da kimler yazmıştı ve neyi hedefliyordu?
Netanyahu’yu yalnızca Kamala Harris değil, başkaları da alkışlamamıştı. Kimdi bunlar?
Trump’ın başkan yardımcısı adayı Senatör J. A. Vance da, seçim hazrlarlıklarını bahane ederek ortak oturuma katılmamıştı. Aynı zamanda Senato Başkanı da olan Kamala Harris ile Vance, ortak oturuma katılmadıkları için, Siyonistlerce eleştirildiler. Fakat, Temsilciler Meclisi ve Demokratların yarısı da Kngre’deki alkış gösterisine katılmamışlardı. Senato Çoğunluk Lideri Chuk Shumer ile Senato Geçici Başkanı Patty Muray da oturuma başkanlık etmekten kaçınmışlardı. Bu görevi emekliliğe hazırlanan Dışişleri Komitesi Başkanı Ben Cardin’in sırtına yıkmışlardı.
Neler oluyordu ABD’de?
Baskılara daha fazla dayanamayan Biden başkanlık yarışından çekilmişti. Netanyahu’nun Kongre’deki alkışlı gösterisi, “Trump’ın ayak sesleri” olarak değerlendiriliyor.
TÜRKİYE AÇISINDAN...
ABD başkanlık seçimleri sonrasında Trump’ın ya da Harris’in başkan olması, Türkiye açısından birşey değiştirmeyecektir. Hangisi seçilirse seçilsin, ABD-Türkiye ilişkilerinin giderek gerildiği bir dönemde, ABD’nin hedeflerine yönelik istekleriyle Türkiye’nin çıkarları bağdaşmayacağından, bu gerilim daha da büyüyecektir. Trump’ın, Rahip Brunson krizindeki “Ekonominizi mahvederiz” ihtarı yeniden gündeme gelebilir.
O nedenle, dünyanın bir paradigma değişimi yaşadığı bir dönemde, ABD’de Kasım ayında yapılacak başkanlık seçimleri bizi yakından ilgilendirmektedir. Birkaç ay önce Tel Aviv Havaalanı’nda Biden tarafından kulakları çekilen Netanyahu, ABD Kongresi ortak oturumunda yaptığı ve dakikalarca alkışlanan “yalanlar dizisi” konuşmasıyla, kimlere, nasıl bir mesaj göndermiş oluyordu? İsrail Dışişleri Bakanı İsrael Katz’ı, Türkiye’nin NATO’dan çıkarılmasını isteyebilecek kadar küstahlaştıran gelişmenin gizli ajandası nedir?
50 bin masum insanı katlederek haritadan sildiği Gazze’yi İsrail haritasına dahil eden Netanyahu’nun, bu desteğe güvenerek, “Vaad Edilmiş Topraklar”a yönelme hevesini kim törpüleyecektir? İsrail’e hizmet ettikleri oranda sevap kazanacaklarına inanan ABD’li Evanjelikler mi, Kudüs’ü İsrail’in başkenti ilan eden, Golan Tepeleri’ni babasının malıymış gibi İsrail’e bağışlayan Trump mı, yoksa Beyaz Saray’a çıktığından beri Türikye soğuk bakan Kamala Harris mi?
Zor günler bekliyor bizi.
O nedenle, dünyanın bir paradigma değişimi yaşadığı bir dönemde, ABD’de Kasım ayında yapılacak başkanlık seçimleri bizi yakından ilgilendirmektedir. Birkaç ay önce Tel Aviv Havaalanı’nda Biden tarafından kulakları çekilen Netanyahu, ABD Kongresi ortak oturumunda yaptığı ve dakikalarca alkışlanan “yalanlar dizisi” konuşmasıyla, kimlere, nasıl bir mesaj göndermiş oluyordu? İsrail Dışişleri Bakanı İsrael Katz’ı, Türkiye’nin NATO’dan çıkarılmasını isteyebilecek kadar küstahlaştıran gelişmenin gizli ajandası nedir?
50 bin masum insanı katlederek haritadan sildiği Gazze’yi İsrail haritasına dahil eden Netanyahu’nun, bu desteğe güvenerek, “Vaad Edilmiş Topraklar”a yönelme hevesini kim törpüleyecektir? İsrail’e hizmet ettikleri oranda sevap kazanacaklarına inanan ABD’li Evanjelikler mi, Kudüs’ü İsrail’in başkenti ilan eden, Golan Tepeleri’ni babasının malıymış gibi İsrail’e bağışlayan Trump mı, yoksa Beyaz Saray’a çıktığından beri Türikye soğuk bakan Kamala Harris mi?
Zor günler bekliyor bizi.
ABD’nin siyasi tarihi ayrıntılı olarak bilindiği için, Trump’ı hedef alan suikast girişiminin spontane bir gelişme olduğuna pek inanan olmadı. O nedenle, “Suiast mi, değl mi?” sorusunun değil, ”Kim/kimler, neden yapmış olabilir?” sorusunun yanıtı aranıyordu.
Sorunun yanıtı, suikast girişimi sonrasında ABD’de yaşananları izleyince netleşmeye başladı. ABD’de, özellikle silah lobisinin desteklediği derin devlet ile küreselciler arasında iktidar mücadelesi giderek sertleşiyor. Trump’ı siyaset sahnesinden savurmayı hedefleyen suikast girişimi üzerinden, birileri birilerine çok ciddi mesajlar veriyordu: “Önümden çekil, yoksa ezerim!”
Kim kimi ezecek, ABD’de kaptan köşküne kim oturacak, Kasım’da belli olacak, fakat başkanlık yarışı giderek sertleşiyor.
NETANYAHU’NUN KONGRE’DEKİ KONUŞMASI, TRUMP’A YÖNELİK SUİKAST GİRİŞİMİNE YANIT MI?
Trump’a yönelik suikast girişimine, Biden’ın Tel Aviv Havaalanı’nda kulaklarını çektiği İsrail Başbakanı Netanyahu’nun Washington çıkarmasıyla karşılık verilmiş oldu. Biden’ın Tel Aviv’e kadar giderk kulaklarını çektiği, Çin ile yapmış olduğu bütün teknolojik anlaşmaları iptal ettirdiği Netanyahu, Trump’a yönelik suikast girişimi sonrasında ABD’nin başkentine geliyor, ABD Kongresi’nde, “Gazze’de sivilleri öldürmediklerini” savunan 40 dakikalık bir konuşma yapıyor ve dakikalarca ayakta alkışlanıyordu.
Netanyahu’yu alkışlayanlardan bir kısmı senatör ya da milletvekili değilmiş; bu çok mu önemli? ABD Dışişleri Bliken’ın ve ABD Başkanı Biden’ın, ABD dış politikasına zarar verecek işler yapığı için, peşpeşe Tel Aviv’e kadar gidip kulaklarını çektikleri bir ülkenin başbakanı, Biden’ın siyaset sahnesinden çekilmesinden hemen sonra, iadei ziyarette bulunuyor, kulağını çeken ülkenin Kongre salonunda yaptığı 40 dakikalık gerçekdışı konuşmasının ardından uzuzn uzun alkışlanıyordu.
Bu konuşmasıyla Netanyahu, “Sizin dışişleri bakanınızın da, sizin başkanınızın da tehditleri beni korkutamaz, ben bildiğimi yaparım” diyerek ABD devletine restini çekmiş ve kendini dakiklarca alkışlatmıştır. Var mı bunun bir başka açıklaması? Bu algı operasyonun mimarları kimlerdir, hedefleri nedir; ayrı bir yazı konusudur.
Fotoğraflardan hatırlayacaksınız; Biden döneminde, ABD çıkarlarına ters düşen işler yaptığı ve özellikle Çin ile bir dizi teknolojik anlaşma imzaladığı gerekçesiyle, Tel Aviv Havaalanı’nda, bütün medyanın gözü önünde paylanan, süt dökmüş kediye dönen Netnyahu, Washington’da, ABD Kongresi kürsüsüsünden hem ABD yönetimine hem de bütün dünya kamuoyuna 40 dakika boyunca, gerçekleri 180 derece çarpıtan konuşma yapıyor ve kendisini dakikalar boyunca alkıştabiliyordu..
Neler olduğunu anlatabilecek biri var mı?
Sorgulamaya nereden başlayalım?
Netanyahu’yu, “Demokrasinin yılmaz savunucusu” ABD’nin Kongre binasına taşıyan, 40 dakika konuşturan ve her cümlesi bittiğinde 49 defa alkışlatan güç neydi?
ALGI OPERASYONU İÇİN HERŞEY DÜŞÜNÜLMÜŞ
24 Temmuz günü, ABD Kongresi’nin ortak oturmunda yalnızca Netanyahu değil, İsrail Başbakanı’nın beraberinde getirdiği Etiyopya Yahudisi Teğmen Amichai Reuver, Teğmen AsoSafer, Teğmen Jonathan Ben Hamel ve Uzman Çavuş Asaf Alabachiri de uzun uzun alkışlandılar. Teğmen Reuven ABD!’deki siyahileri, Demokratları ve Woke kültürü mensuplrını etkilemek için özellikle seçilmiş askerdi. Reuven, 7 Ekim 2023 günü yaşanan Aksa Tufanı öncesnde boşta gezen, işsiz güçsüz bir gençti.
Netanyahu Biden’dan, Çin ile yaptığı anlaşmaları iptal etmek koşuluyla Gazze’yi haritadan silme izni almıştı, ama Gazze katliamında kullanacak asker bulmakta zorlanıyorudu.. Bu durum Etiyopyalı işsiz Yahudi gençlere iş bulma firsatı oluşturdu; Reuven gibi binlerce Etiyopyalı genç iyi bir maaşla askere alındılar. Etiyopyalı Yahudiler toplum içinde enalt tabaka olarak görülür ve horlanırlardı. Gazze katliamında kullanacak asker bulmakta zorlanan İsrail için Etiyopya gençleri, “ucuz işgücü kaynağı” olmuştu.
Netanyahu, ABD Kongresinde, “Asla sivil öldürmedik” yalanını söyleyerek alkış toplarken, beraberinde getirdiği özenle seçilmiş siyahi Yahudileri de birer kahraman olarak alkışlatıyordu.
İsrail, Gazze’ye yönelik askeri operasyonlarda 40 bin kişinin hayataını kaybettiğini kendisi açıklamıştı. (Gerçekte bu sayının çok daha fazla olduğu biliniyor.) Netanyahu, “Sivilleri öldürmedik” derken Hamas’ın 40 bin kişilik bir militan ordusuna sahip olduğunu mu iddia ediyor? Bu ne yaman çelişkidir..
NETANYAHU’YU KİM NEDEN ALKIŞLAMADI?
Kongre’de yaptığı konuşma süresince, her cümlesinin sonunda 49 defa ayakta alkışlanan Netanyahu’yu alkışlamayan çok önemli isimler de vardı. Medya, Netanyahu’yu alkışlayanların arka planındaki gücücün kontrolünde olduğu için, bu ayrıntılar pek gündeme gelmedi, ama bu isimlerden biri, Demokratların başkan adayı Kamala Harris’ti. Demokratların Netahyahu’ya bakış açıları değişmediğine göre, Kongre salonunda Netanyahu’yu kimler alkışlıyordu?
Alkış locasının arka planındaki organizatör, başkanlığı döneminde Kudüs’ü İsrail’in başkenti ilan eden, Suriye’nin Golan Tepeleri’ni babasının malıymış gibi İsrail’e bağışlayan Trump’ı, suikast girişimine meydan okurcasına, yeniden Byaz Saray’a mı taşımak istiyordu?
KONGRE SALONUNDA ALKIŞLANAN NETANYAHU MU, YOKSA TRUMP MIYDI?
Kongre salonunda alkışlanan İsrail Başbakanı Netanyahu muydu, yoksa Damadı Kushner’ın yönlendirmesiyle Araplarla İsrail arasında Yüzyılın Anlaşması’nı imzalanmasını sağlayan Trump mıydı?
Netanyahu’yu alkışlamayan Kamala Harris derin devletin adamı olduğuna göre, Trump Kongre binasını bir kez daha mı basmıştı? Özetle, aylar önce, Çin’le bir dizi teknolojik anlaşma imzalaması ve Hayfa limanını 25 yıllığına Çin’e kiralaması nedeniyle kulağı koparılırcasına çekilen Netanyahu, Biden’ın siyaset sahnesinden çekilmesiyle birlikte Washington’da bayrak gösteriyor, Kongre’de yaptığı gerçekdışı ifadelerle örülmüş konuşmasının her cümlesinde kendisini ve beraberinde getirdiği Etiyopyalı Yahudi olan dört “kahraman” askeri alkışlatıyordu.
BU OYUNUN SENARYOSUNU KİM YAZMIŞTI?
Kongre binası dışında toplananlar tarafından protesto edilen bu oyununun senaryosunu kim ya da kimler yazmıştı ve neyi hedefliyordu?
Netanyahu’yu yalnızca Kamala Harris değil, başkaları da alkışlamamıştı. Kimdi bunlar?
Trump’ın başkan yardımcısı adayı Senatör J. A. Vance da, seçim hazrlarlıklarını bahane ederek ortak oturuma katılmamıştı. Aynı zamanda Senato Başkanı da olan Kamala Harris ile Vance, ortak oturuma katılmadıkları için, Siyonistlerce eleştirildiler. Fakat, Temsilciler Meclisi ve Demokratların yarısı da Kngre’deki alkış gösterisine katılmamışlardı. Senato Çoğunluk Lideri Chuk Shumer ile Senato Geçici Başkanı Patty Muray da oturuma başkanlık etmekten kaçınmışlardı. Bu görevi emekliliğe hazırlanan Dışişleri Komitesi Başkanı Ben Cardin’in sırtına yıkmışlardı.
Neler oluyordu ABD’de?
Baskılara daha fazla dayanamayan Biden başkanlık yarışından çekilmişti. Netanyahu’nun Kongre’deki alkışlı gösterisi, “Trump’ın ayak sesleri” olarak değerlendiriliyor.
TÜRKİYE AÇISINDAN...
ABD başkanlık seçimleri sonrasında Trump’ın ya da Harris’in başkan olması, Türkiye açısından birşey değiştirmeyecektir. Hangisi seçilirse seçilsin, ABD-Türkiye ilişkilerinin giderek gerildiği bir dönemde, ABD’nin hedeflerine yönelik istekleriyle Türkiye’nin çıkarları bağdaşmayacağından, bu gerilim daha da büyüyecektir. Trump’ın, Rahip Brunson krizindeki “Ekonominizi mahvederiz” ihtarı yeniden gündeme gelebilir.
O nedenle, dünyanın bir paradigma değişimi yaşadığı bir dönemde, ABD’de Kasım ayında yapılacak başkanlık seçimleri bizi yakından ilgilendirmektedir. Birkaç ay önce Tel Aviv Havaalanı’nda Biden tarafından kulakları çekilen Netanyahu, ABD Kongresi ortak oturumunda yaptığı ve dakikalarca alkışlanan “yalanlar dizisi” konuşmasıyla, kimlere, nasıl bir mesaj göndermiş oluyordu? İsrail Dışişleri Bakanı İsrael Katz’ı, Türkiye’nin NATO’dan çıkarılmasını isteyebilecek kadar küstahlaştıran gelişmenin gizli ajandası nedir?
50 bin masum insanı katlederek haritadan sildiği Gazze’yi İsrail haritasına dahil eden Netanyahu’nun, bu desteğe güvenerek, “Vaad Edilmiş Topraklar”a yönelme hevesini kim törpüleyecektir? İsrail’e hizmet ettikleri oranda sevap kazanacaklarına inanan ABD’li Evanjelikler mi, Kudüs’ü İsrail’in başkenti ilan eden, Golan Tepeleri’ni babasının malıymış gibi İsrail’e bağışlayan Trump mı, yoksa Beyaz Saray’a çıktığından beri Türikye soğuk bakan Kamala Harris mi?
Zor günler bekliyor bizi.